onlar, diye bir şey yok. ne yapıyorsam ben bana yapıyorum. "evet," diyorum, "ne yapıyorsam ben bana yapıyorum. ne hayal ediyorsam o oluyor. o yüzden beni güzel günleri asla göremeyeceğime inandırdılar."
aile böyle bir şeydir. kan kusar kızılcık şarabı içtim der. aile böyledir.
halk da böyledir. sinesi geniş, başına ne gelirse hepsini çekmiş.
o yüzden deli, aileleri sever, halkları sever. kuralları ve gelenekleri ve adabımuaşereti sever.
zaman hep yuvarlak. o yüzden devamlı başa dönüyor kader. katiller yeniden yeniden ve yeniden doğuyorlar. kadınları itinayla itinayla itinayla severek ve severek ve severek bir bir öldürüyorlar. her başarılı erkeğin arkasında kabus gibi bir anne.
korku nedir, artık hiç bilmiyorum. bildiğim tek şey... bu hayat bir ada... hayırsız bir ada. bizi ta ne zaman atmışlar bu adaya. birbirimizi yiyoruz iştahla.
babaların edepsizce öfkelenişine, annelerin bu öfkeden edepsizce tat alışına tanık olan her kutsal çocuk, o tanıklıktan biraz daha yaşlanmış ve biraz daha eksilmiş ve biraz daha delirmiş olarak yeniden doğar.
“hepimiz kaçık olduğumuza göre bizi kontrol edecek çok az kişi var, dokunmuyorlar bize. şimdilik bir şey yapamıyorlar. bir ara uzayda yaşayabilecekleri bir gezegen bulup bizi mahvedeceklerini düşünmüştüm. ama artık uzaya da kaçıkların hükmettiğini biliyorum.”
“nereden biliyorsun?”
“biliyorum, çünkü aya amerikan bayrağı diktiler.”
“rusların aya rus bayrağı diktiklerini farzet.”
“aynı şey.”
“tarafsızsın öyleyse.”
“delilik söz konusu olduğunda taraf tutmam.”