Avunmak için çocukların eline oyuncaklar verilirdi.
Yetişkinlerin oyuncakları, çocuklardan çok daha farklı olurdu hayatta...
Makam, kadın, para... Dışı cilalı, aldatıcı, bedii zevkler...
Dağlarının, dağlarının ardı,
Nazlıdır.
Uçurum kıyısında incecik bir yol
Gider dolana - dolana,
Bir hastan vardır, umutsuz,
Belki Ayşe, belki Elif
Endamı kuytuda başak,
Memesinin, memesinin altında,
Bir sancı,
Bir hayın bıçak...
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin
Yitirmiş öpücükleri
Payı yok, apansız inen akşamdan
Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene
Seni anlatabilsem seni
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini
Bir başına yürüyen adam konuşuyor kendi kendine:
Sokakta yağmur var, evde sıcaklık yok Hakikat kaçmış yaşayanların şehrinden; ben bütün hamâselerimle
Ve bir başına
Neden mi?
Hangi yoldaşın doğru yolda olduğuna güvenilebilir ki?
" Müşterinin hakkının geçmemesi için, malın ambalâjlandığı kâğıdın aynısı terâzinin ağırlık kefesine dara olarak konur ve, daha da garantili olsun diye ayrıca, tartılan malın birkaç gram daha ağır çekmesine özen gösterilirdi. "