Çünkü din; Allah'ın meşru kıldığıdır. Haram da -Allah'ın yerdiği kişilerin tam aksine- Allah'ın haram kıldığı şeylerdir. Allah'ın kınayıp azarladığı bu kişiler Allah'ın haram kılmadığını haram kıldılar, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Ona ortak koştular ve insanlar için dinde Allah'ın izin vermediği şeyleri kanun olarak çıkardılar. Allahım! Helali senin helal kıldığın, haramı senin haram kıldığın, dinide senin meşru kıldıkların olarak saymamıza bizi muvaffak eyle!
İbn Teymiyye (رحمۃ اللہ) şöyle demiştir: فَأَسْعَدُ الْخَلْقِ أَعْظَمُهُمْ عُبُودِيَّ لِلَّهِ "En mutlu insanlar, Allah'a itaat edenlerdir."
Sayfa 39
Reklam
Kur’an'ı anlamaya çalışmak ve üzerinde düşünmek kişiye anlatılmayacak kadar büyük bir ilim ve iman kazandırır...
Hangi şeref, hangi mutluluk, Müslüman insanın hayatının Rabbanî metodla süslenmesinden ve nebevî örnekliğin izini takip etmesinden daha büyük ve yüce olabilir?
Sayfa 130
Allah'ın nerede olduğu sorusuna, "gökte" cevabını veren meşhur cariye hadisi ile ilgili olarak da şöyle demiştir: "Bu, Allah'ın göğün içinde olduğunu ve göklerin onu kuşatıp sarmaladığı anlamına gelmez. Bunu ümmetin selef ve imamlarından kimse söylememiştir. Aksine yüce Allah'ın göklerin üstünde, arşı üzerinde ve
Allâh'tan başka şeylere itaat edenler, itaat ettiklerini çok severler.
Yüce Allâh mealen buyuruyor : وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَنْدَادًا يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللّٰهِۜ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَشَدُّ حُبًّا لِلّٰهِۜ وَلَوْ يَرَى الَّذ۪ينَ ظَلَمُٓوا اِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَۙ اَنَّ الْقُوَّةَ لِلّٰهِ جَم۪يعًاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعَذَابِ (Tüm bu gerçekleri bilmelerine rağmen) insanlardan öylesi vardır ki; Allah’ın dışında birtakım varlıkları Allah’a denkler/ortaklar edinir de onları Allah’ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah’a olan sevgisi ise çok daha kuvvetlidir. O zalim olanlar azabı gördüklerinde kuvvetin tamamının Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın çetin bir azap sahibi olduğunu anlayacaklardır. (2/Bakara, 165) Herhangi bir varlığı Allah’ı (cc) sever gibi ya da Allah’tan (cc) daha fazla sevmek, affedilmez günahlardan olan şirkin kısımlarındandır. Kıyamet Günü müşriklerin yaşayacağı pişmanlıkların başında salih insanları, onların ruhaniyetini ve onları temsil eden put/türbe/kabir gibi şeyleri sevgi, korku, fayda bekleme ve zararı defetmede Allah’a (cc) denk tutmak gelir. (bk. 26/Şuarâ, 96-98; 71/Nûh, 23)
Reklam
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah, atalarınıza yemin etmekten sizi sakındırıyor; her kim yemin edecekse Allah'a yemin etsin, ya da sussun". "Her kim Allah'tan başkasına yemin ederse, şirk koşmuştur". İbn Mes'ûd' dan: "Benim için yalancı olarak Allah'a yemin etmem, doğru olarak başkasına yemin etmekten daha sevimlidir" demiştir. Çünkü Allah'tan başkasına yemin etmek şirktir. Allah'a yemin etmek ise, tevhiddir.
(Buhârî, Şehâdât 26, Edeb 74, Eymân 4; Müslim, Eymân 3) (Tirmizî, Nüzûr 9; Nesâi, Eymân 4; İbn Mâce, Keffarât 2)Kitabı okudu
Bazı insanlar her zaman eleştirme hastalığına sahiptir. Başkalarının iyiliğini unutur ve sadece hatalardan bahsederler. İyi, saf yerlerden uzaklaşıp kötü yere inen sinekler gibidirler. Bunun sebebi kendi içlerindeki kötülüktür.
Kısa ve net.
Allah'ın velî kulları mü'min ve muttaki kişilerdir; Onların kerameti de, şirk, bid'at ve günahkârlığın değil, îman ve takvalarının bir sonucudur.
Cahillere ve ayak takımına şer’i mükellefiyetler ağır gelince şeri’atin koyduğu esaslardan uzaklaştılar ve kendi nefisleri için uydurdukları şeyleri tazime yöneldiler. Bu onlara daha kolay geldi. Zira onlar bu işe başkasının emri altında (onun zorlamasıyla) girmediler. Ardından şöyle demiştir: “İşte bunlar, bu kabirlere; tazim etmek, onlara mum yakmak, öpmek, koku sürmek gibi şeri’atin nehyettiği şekilde ikram etmek veyahut da kabirde yatanlara seslenerek ihtiyaçlarını ona arz etmek, kabirlerin üzerine: ‘Ey falan efendim, benim için şunları şunları yap’ şeklinde dualar yazmak, teberrüklenme (bereket umma) amacıyla kabrin toprağını yanına almak, kabirler üzerine güzel koku saçmak, onlar için yolculuğa çıkmak, Lat ve Uzza’ya ibadet edenlerin yoluna uyarak ağaçlara çaput bağlamak gibi uydurmalar sebebiyle benim nezdimde kâfir olmuşlardır.” (Nakleden İbn’ul Kayyim, İgâset’ul Luhefân min Mesâyid’iş Şeytan, Thk: Alem’ulFevâ’id, 1/352-353; ayrıca İbn’ul Cevzî, Telbîsu İblîs, sf. 354)
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.