Madem günün birinde öleceğiz ve ne zaman göçüp gideceğimiz belli değil (Belki yarın, belki bu hafta veya bir başka gün) o halde hiç müzik listesi bırakmadan gitmek olmaz, geç kalınmışlığın telafisi yok çünkü ölüm gelirken bize sormayacağından hiç umulmadık bir anda yeryüzünden silinebiliriz, o yüzden ne olur ne olmaz diye sevdiğim şarkıların
Akşamlar böyle biter
Hep böyle dertli biter
Evli evine gider
Kuşlar yuvaya döner
Bir de sen gitme
Bir de sen gitme
Bir de sen gitme
İçimden
Yaralıyım ben
Giden bu yolculardan
En çok ben şanssızım
Ne kadar çok yaşadıysam
O kadar çok yalnızım
Biraz da sen ağla
Biraz da sen ağla
Ölürken bile hasretim sana
Bir tek sen anla
Hey
Beyaz bir altın pamuk Adana'm'dan hediye
Tüm dünya aşıktır bilirsin Van'daki kediye
Gökteki ay tıpkı bizim Kütahya'da porselen
Güneş doğarken İstanbul'dan bir başka yükselir
Artvin'de bal kadar tatlı, Afyon'da kaymak
Ne müthiş Antalya'da deniz keyfi, Uludağ'da kaymak
Ya da Erzurum'da
“Rüzgar yine kokunu getirdi. Anlayacağın, bu gece de "canım burnumda.."
Ahmet Kaya "bir de sen gitme içimden, yaralıyam ben" dediğinde göğüs kafesimdeki o ağrıydın sen.”
Akşamlar hep böyle biter,
Hep böyle dertli biter,
Evli evine gider,
Kuşlar yuvaya döner..
Bir de sen gitme,
Bir de sen gitme içimden,
Yaralıyım ben..!!!
#ahmet kaya#