Kuvay-ı Milliye kimin eseri?
1)Mustafa Kemal ve onun silah arkadaşları, tamamen Osmanlı generalleridirler. Hele Mustafa Kemal, Sultân Vahidüddin Hân'ın hem şehzâdeliğinde ve hem de padişahlığında yaverliğini yapmış bir Osmanlı subayıdır. 2) Kuvay-ı Milliye'nin tohumları, Kasım 1918'de müttefik düşman filolarının Boğaza girmesiyle atılmıştır. Kuvay-i Milliye bir şahsın
Sayfa 301 - 179.soruKitabı okudu
Kemal Paşa yaşasaydı gösterirdi milliyetçilik kime ve niye?
Sayfa 290Kitabı okudu
Reklam
— Ama candan, samimî, kalbimden söylerim ha!
Remzi Kitabevi
Mustafa Kemal'in zihninde cumhuriyet bulunduğunu ilk sezen, sadrazam Ahmet İzzet Paşa olmuştu. Ama Mustafa Kemal, cumhuriyet fikrini Ekim 1923'e kadar "milli sır" halinde saklayacaktı.
Sayfa 303Kitabı okudu
Ahmet Paşa Destimi kessen kalır damdan-ı lütfunda elim Damenin kessen elimde kalır lütfun dameni Necati Bey( Asıl ismi İsa) Şöyle muhkem tutayım aşk ile dildir eteğin Ya kat' edeler Destimi ya keseler yar eteğin Ahmet Paşa vefat eder bir mecliste iki beyit tartışılırken içeri Necati Bey girer ve bu iki beyitten hangisinin daha iyi olduğu zatına sorulur. Herkes kendisini övmesini beklerken Necati Bey nahifliğini sergiler: Necati'nin dirisinden ölüsü Ahmed'in yeğdir Ki İsa göklere ağsa yine dem urur Ahmed'den (Merhumun ölüsü bile benim diri halimden üstündür. Nitekim, diri olarak göğe kaldırılan İsa Aleyhisselam vefat etmiş olan Hazret-i Muhammed Aleyhisselam'a aşık, meftun olma iştiyakında değil midir?)
214 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 9 days
Ne Ektin Ki, Ne Biçeceksin?..
Öncelikle itiraf etmeliyim ki kitaba önyargıyla başladım. Savaşı çok yoğun anlatacak diye korkmuştum. Ama edebiyat zaten bu savaşların arkasında kalan öyküleri anlatır. Ve bu kitapta da savaş hakkında köylülerin düşünceleri, Ahmet Celâl'in milliyetçi düşünceleri ile çok güzel bir şekilde hikayeleştirilmişti. Kitabın adının neden yaban
Yaban
YabanYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 202144.4k okunma
Reklam
Enver Paşa
Bütün ihtimalleri kılı kırk yararak hesaplayan bir kumandandan çok, kendini ispata çalışan sabırsız bir zabit gibiydi.
Sayfa 288 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Hâmid'in Başkâtip bulunduğu Londra'da o zamanki Türkiye sefiri, Türkçe bilmez, Fenerli rumlardan Müsürüs Paşa'dır. Çok nezle olan bu zat hakkında Hâmid: "Bizim sefir burnundan ağlar" dermiş. Yine sevmediği mağrur kimseler hakkında Hâmid: “Burun deliklerinden başka hiçbir büyüklüğü yok" diyerek gülermiş.
Sayfa 152 - 3. cilt
520 syf.
·
Not rated
katreimatem #iskenderpala Osmanlı Devleti'nin Lale devri zamanını, Patrona Halil isyanını, Damat İbrahim Paşa'nın hazin sonunu ve III.Ahmet'in tahttan indirilişini farklı bir tarzda okumak isterseniz bu eseri kaçırmayın derim. Aşkı öylesine güzel anlatıyor ki; kahramanlarımızın çoğunlukla annelerinin anlattıklarını hatırladıkları Leyla ile Mecnun', Yusuf ile Zeliha ve daha birçok güzel hikaye, bizi bambaşka diyarlara götürüyor. Laleyi o kadar güzel anlatıyor ki;her yere lale dikmek için kendinizi lale soğanı ya da tohumu ararken bulabiliyorsunuz. Tarihi o kadar güzel anlatıyor ki; lale devrinin o en şaşalı zamanlarında zevk ve sefa içinde gezerken birden bire bir ayaklanmanın, her yanı sarmış alevlerin orta yerinde buluveriyorsunuz kendinizi. Kitapta altını çizdiğim o kadar güzel cümleler var ki... Ben bu kitabı çok sevdim,okurken ayaklarım yere basmadı, ruhum yukarlardan bir yerlerden 1730 ları seyretti âdeta. Çok sevdim,okumanızı tavsiye Katre - i Matem (Cep boy) Katre - i Matem (Cep boy) İskender Pala İskender Pala daha az
Katre - i Matem (Cep boy)
Katre - i Matem (Cep boy)İskender Pala · Kapı Yayınları · 201722.2k okunma
III.Ahmet (1703-1730) saltanatının son on yılında İbrahim paşa sadaretinde sanat ve kültür de yeni bir ruh ve canlılık kendini gösterdi. Lale devri, Sadabat Mesiresi, muhteşem kasırlar ve çeşmeler ilk Türkçe matbaa (1726), klasik şark eserlerinin Türkçeye çevrilmesi için bir tercüme heyeti kurulması ve nihayet devrin ruhunu: gülelim oynayalım kâm alalım dünyadan mısrasıyla ifaelendiren şair Nedim bu hamlenin tezahürleriydi. Artık gaza devlet ve cemiyeti canlandıran, harekete getiren bir prensip olmaktan çıkmıştır. Osmanlılar Hayyâmâne bir hayat görüşüne yahut Mevlevi panteizmine kendilerini bırakmışlardır.
Sayfa 48 - Beşinci devir (1699-1826): Karlofça’dan yeniçeriliğin kaldırılmasınaKitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.