Karahanlı ve Gazneli medreseleri günümüze ulaşamamış olsa da bu medreselerde yetişmiş ya da eğitim vermiş nice âlimin ismi ve eserleri günümüze ulaşmıştır. Bunlar arasında Kaşgarlı Mahmud ve eseri Divanü Lugâti't-Türk, Yusuf Has Hacip ve eseri Kutadgu Bilig, Ahmet Yesevi ve eseri Divan-ı Hikmet yer alır.
Çünkü Ahmet Yesevi'ye göre başkalarının sırtından geçinen insanların dini hassasiyetleri tartışılmalıdır.
Sayfa 158 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çalışmak
Çalışmadan geçinenler Bizden değildir. Hacı Bektaş Veli (k.s) Çalış, kazan, ye yedir, bir gönül ele getir, Yüz Kabe'den yeğrektir, bir gönül ziyareti.
“Bir kâfirin bile kalbini kırmayın.” ~Hoca Ahmet Yesevi
Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Kaygusuz gibi tekke şâirleri ve Âşık Ömer, Dertli, Karacaoğlan gibi saz şâirleri hece veznine sadık kaldılar.
Aşığın suya kanmasının tek yolu maşukuna vasıl olmasıdır. Ahmet Yesevi ise bu makamın üç vasıtayla Allah'ın birliğine ulaştıracağını öğretti bize. Bunlar Hakk'ın varlığında varlığını bulan insan; ilmel yakin(bilmek), aynel yakin(görmek), Hakk-el yakin(olmak) mertebelerinden geçerek Allah'ın birliğini kendi özünde müşahede eder.
Sayfa 160Kitabı okudu
Reklam
Hoca Ahmet Yesevi'ye nasip olan dirayetten benim kısmetime bir şey düşmediği besbelli.
Okudukça tasavvufun yalnız Türk'e mahsus bir yol olduğunu anladım. Türk illerinde doğmuş, Anadolu'da gelişmiştir. Türk tasavvufu, şamanlıkla İslamlığın karışımıdır. Buna biraz da yeni Platonculuk katılmıştır Roma Anadolu'sundan kalıntı... Daha doğrusu Stoisizm... Anadolu'ya şeyh Ahmet Yesevi adına halifeleri yaymıştır tasavvufu... Bunların hepsi dünyadan el çeken basit köylülerdir, bence... Pir Dede, Keyifli Baba, Horoz Dede, Abdal Musa, Avşar Dede, Akyazılı Baba, Kudûmlû Baba Sultan, Sarı Saltık... Bunlar köylü halkı etkilemişler. Anadolu'nun İslamlaşmasını, bir anlamda Türkleşmesini sağlamışlar. Anadolu bu tohuma o kadar uymuş ki, Yunus Emre gibi kocaman dahi bir sanatçı yetiştirmiş..
Sayfa 80 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Asyanın Kandilleri: Hoca Ahmet Yesevi
Başım toprak, kendim toprak, cismim toprak; "Hakka kavuşur muyum "diye, ruhum müştak Kavrulup yandım, olamadım aslâ apak Şebnem olup yer altına girdim işte.
Oğuzların, islamlaştırılması 2 asır sürmüştür. Kıpçak Türklerinin, İslamlaşması ise 10. Yüzyıl başlarından 14. yüzyıl başlarına kadar devam etmiştir. Çok uzun süren kalın savaşlar sonunda kabul edilen müslümanlığa Türkler eski inançlarınıda taşıdılar. Türkler İslamı aynen benimseme yerine kendi inançlarıyla harman edip yeni bir sentez oluşturdular. Bu sentez İslam'ın orta asyalılaşması olan ve başında Hoca Ahmet Yesevi'nin bulunduğu İslam'ın sufi yorumudur. Sufilik yani tasavvuf, İslamiyetin siyasal mücadelelerle hırs ve menfaate alet edilmesine tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Reklam
ruhlarımız denizden berrak bir köpük olduk rahmetinde Allahım; senin rahmetin olmazsa hiç bir işe yaramaz benim figan-ı ahım, mevlana, yunus, ahmet yesevi, bektaş'dır benim gönül şahım. sen benim zulmet karanlıklarımı parçalayan nurumsun Mah'ım... *** KK
Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim Aşkın ile avunurum Bana Seni gerek Seni — Hz. Hoca Ahmet Yesevi (k.s.)
Yeseviyye(*) - XII. yy.da bir Anaerkil Toplum ve Tapınma
Ahmet Yesevi'nin ''zikir'' meclislerinde, erkeklerle birlikte örtüsüz kadınların bulunmaları, Mâveraün-Nehr ve Horasan sufileri ve ilahiyatçılarının şiddetli tenkidlerine yol açmıştı. Bu menkabeyi anlatan müteassıb sünni nakşbendi dervişi, her ne kadar onu tamamıyla bir iftara olarak telakki ediyorsa da, bu menkabenin şekli dahi bize, aksine, onun tarihi bir vakıayı gösterdiğini anlatıyor. Gerçekten hiç şüphe yok ki, eski Türk ailesinin mâderşahî vasfı dolayısıyla, kadına hala büyük bir önem veriliyor ve kadınlar İslami hükümlere rağmen, halk toplantılarında bulunabiliyorlardı. Bu âdet, göçebe hayatını muhafaza eden Türkler'de günümüze kadar da devam etmiştir ve örtünme adeti, başlangıçtan beri, tabii ki ancak İslam hakimiyetinin kendisini diğer yerlerden daha fazla hissettirdiği şehir ve kasabalarda yerleşmiştir. ''erkek kadın bir ehl-i hak meclisinde birleşerek beraber zikr ve ibadet ederlerse kalplerinde kin ve düşmanlık kalmaz.''
Ahmed Yesevi
Ahmed Yesevi
(*) Profesör
Fuad Köprülü
Fuad Köprülü
'nün ''İslam Sufi Tarikatlerine Türk-Moğol Şamanlığının Tesiri'' adlı Fransızca olarak yayınlanmış araştırmasından alıntı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.