İkinci tasavvurunu da, Necip Fazıl'da gördüm. Ankaradaki Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde konuşma yapardı. Kimsenin anlamadığı konuları anlatırdı: Felsefe, İslâm felsefesi, Ortaçağ felsefesi. O vakıt lisede öğrencisiyim. Necip Fazıl geliyor diye giderdim, ama anlattıklarını anlamazdım. Küçümseyici bir tarzda, “sizi gidi kara kitle" gibi bakardı kürsüden aşağıya..