Ahmet Talha Değer

Ahmet Talha Değer
@ahmettalhadeger
okur, yazamaz...
Rönesans zamanında itibar kazanan ve modern uygarlığın yapacaklarını çok önceden belirleyen bir kelime vardı: "Hümanizm". Hümanizm, aslında her şeyi katıksız insani ölçülere indirgeme, insanı aşan bütün ilkeleri saf dışı bırakma, mecazi olarak söylersek, yeryüzüne sahip olma bahanesiyle göklerden yüz çevirme meselesi olmuştur.
Reklam
"Felsefe" kelimesi kendi içinde zararsız bir kelime sayılabilir; özellikle bu deyimi sanıldığı gibi ilk kullanan gerçekten Pythagoras ise. Etimolojik olarak kelimenin anlamı "hikmet sevgisi"dir. Bu yüzden hem "hikmete ulaştıracak hâl" hem de "bu hâlden doğan ve bilgiye götüren arayış" anlamına gelir. Onun için felsefe bir başlangıç ve hazırlık aşamasıdır, hikmete veya hikmetten daha üstün bir duruma doğru atılmış bir ön adım gibidir. Daha sonra görülen "anlam sapması" bu geçiş aşamasını kendi içinde bir amaç hâline getirmiş ve felsefeyi "hikmet"in yerine koymaya kalkışarak hikmetin gerçek niteliğini unutturan ve tanınmaz hâle getiren süreci başlatmıştır. Böylece, tamamen beşerî nitelikte, bu yüzden de sadece akla bağlı "din dışı" felsefe diye tanımlanabilecek şey ortaya çıkmış; akıl üstü, beşeri olmayan, gerçek geleneksel hikmetin yerine oturtulmuştur.
Kalbi akıl hikmetiyle anlamaya çalışmak boşunadır. Kalplerin ezeli kaderini, kalbi kırıldıkça Rabb'e yakınlaşanlar bilirler. Onlar ne diyor bak: "Kalpler kırılmak için yaratılmıştır."

Reader Follow Recommendations

See All
Ne mutlu kalbini bütün âlem yapanlara! Son nefesine kadar kalbini aklın şerlerinden koruyabilen insan, insanların en bahtiyarıdır. İnsanın asıl hüneri, kalbini kullanabilmektir; kalbin emirlerine uymasını bilmektir.
Herşeyden şüphe edilir, kalbden şüphe edilmez. Herşeyi kırmak caiz olur, kalp kırmak cinayettir. Fetihlerin en güzeli kalplerin fehtidir.
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam