“Aidiyet betondan yapılmış, özgürlük deniz kumundan. İçimde sallanıp duruşum bu sebepten.”
Hiçbir olguyu kabullenemediğim gibi hiçbir duyguya ait değilim, Keşfedilemeyen kavramlara aidiyet hissedişim. Ve ardına kaybolan benlik... Bu bilinmezlikteki sebep, doğru yerde yanlış sorular sormamız ve yanlış yerde doğru cevapları aramamızdan. Oysa insan, derinliklerinden anlaşılır. Belki de görmek için gözlerimizi kapatmamız yeterli. Tüm bu tezatlıkların içerisinde, hükmeden düşünceme mağlubum. “En kötü karar, kararsızlıktan, Kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan iyiymiş gibi” Seslenirsek cevaplar en başta, başladığımız nokta ise en sonda. Fakat ben aidiyetsizlik içerisinde, öznesiz yokluğa mektup yazamam. 𝔈.𝔇.
Reklam
“İnsan sonsuz yolculuğu tamamen mantıkta başlayıp mantıkta biter. Vicdan ve aidiyet duygusu insanı var olduğu noktaya ayaklarından çivilemiştir. Hareket edemez insan.Kaçmak, uzaklaşmak, yaşadığı hayatı değiştirmek kendisine bile yabancı olmak ister.Teoride mümkün olan bu gerçeklerin uygulama sahasındaki şansı sıfırdır. İnsan burnunun dibinden iki metre uzağa gidemez. Yaşadığımız çağ, insanın dertlerinden ve içinde bulunduğu yaşam döngüsünden uzaklaşmasına müsade etmez aksine insanı bu döngünün bir parçası yapar. Çarkın içinde bir diş olup döne döne midesi bulanan insanın, isyanını kusması ve psikolojik açıdan kendisini hiçbir zaman tamamlayamaması bundandır…
Sayfa6 YayınlarıKitabı okudu
Aidiyet üzerine ..
Öznenin eksik kaldığı bir cümlede yüklemlerin pek de bir anlam ifade etmediğini öğreniyorum son zamanlarda .. Zamansal sanrılar içinde .. bazen çokça da dışında!
Kimlik isyanı
"Şikayetçiyim beraber yaşadığımız bu ortak hayatlardan ve bir itirazım var bundan en çok (BEN) etkileniyor olmaktan! Soruyorum ona buna anlayabilmek için dokunduğum her kişide 'var' olan bu sancıyı. İlginçtir, herkeste tanıyormuş 'ben'i çalan o hırsızı. Peki, neden herkes suskun hatta birer ruhsuz? Çaba yok çünkü herkes hakim ve suçsuz... Şikayetçiyim özenti hayatlar var. Benim istediğim adalettir, alın aidiyet sizin olsun. Bilinmez mi sandınız, sizin mahkemelerinizde en çok yuhlanan kellesinden vuruldu... Nezlinizde yargı verildi, suçlu bulundu oysa sahte kalpler yeniden kuruldu, yeri çakma duygular ile dolduruldu. Duydunuz mu Millet!!! Bu sefer peluşların değil, insanların içi dolduruldu..." 𝓔𝓵𝓲𝓯𝓲𝓷
100 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 11 hours
Bu Yazarı Herkes Okumalı!
YouTube kitap kanalımda Beton'u ve diğer Thomas Bernhard kitaplarını nasıl okumanız gerektiğinden bahsettim: ytbe.one/5bKKeH6c3Tw Sizi son zamanlarda okuduğum en çarpıcı yazarla tanıştırmak istiyorum. Onun adı Thomas Bernhard. Adına yakışır biçimde, insanı betona çarpmış kadar etkileyen bu kitabı okurken aklıma Nuri Bilge
Beton
BetonThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2020946 okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.