Hayat da biraz böyledir; güzel şeyleri hemen elde edemeyiz. Elde ettiklerimizi zor elde ettiğimiz için severiz; kolay yoldan ve hemen gelen şeylerin kıymetini bilemeyiz.
Sayfa 173
Kadın bu hususlarda haklı ama o da şöyle düşünmemeli: Tamam, hem eşi hem çocukları tarafından sevilmek isteyebilir. Ancak "eşim ve çocuklarım sadece beni sevsin" de dememelidir. Eşinin kendi annesine, kız kardeşine sevgisini dahi kıskanıyor, bu durumlarda beklentileri karşılanmayınca engellenmişlik duygusuna kapılıyorsa yanlış yapıyordur. Malum, dominant kadınlar vardır; erkeğe, çocuklara hükmeden kadınlar... Bu durum da sakıncalıdır. Zira böylesi dominant kadınların erkek çocuklarında ciddi problemler yaşanır. Cinsiyetin dönüşümü vakalarının arkasında böyle de bir gerçek vardır.
Sayfa 172
Reklam
Erkek duyguların dilini öğrenmek durumundadır. Bir nesneye veya objeye yaklaşır gibi değil, kalbi olan bir varlığa yaklaşır gibi kadına yönelmelidir. İlla ki hep "seni seviyorum" diyen bir erkek olmak da gerekmez. Eşini anlamak, evde kıs- men ona yardım etmek, hatta kendisine ufaktan hizmet etmek önemlidir. Bir bardak su ikram etmek, mutfaktan bardağına çay doldurup getirmek gibi... Eşlerin birbirlerine hizmeti, hediyeleşmesi sevginin ifadesidir.
Sayfa 170
Erkeğin duygusal farkındalık konusunda eksik olması onun avcı karakteriyle ilgilidir. Avcı yani savunma ve saldırma içinde var olan... Askere benzer avcı. Erkeğin böyle olması bir anlamda iyidir. Çünkü bir aile reisi olarak bu hali, ailesini savunmaya yarar. Genetik olarak öyle kodlanmış. Cesareti ve agresifliği buradan beslenir. Kadınlar ise avcı değil, anaçtırlar. Kadın annedir, duygusal direnci az olan çocuğun bir anneye ihtiyacı vardır. Duygusal ihtiyaçları fazla olan çocuk için anne bir sığınak, bir cevaptır. Anne korkuya duyarlı olmalı ki, tehlikeyi erkenden hissedebilsin. Bu konuda kadın daha aktiftir; çocukları için daha fazla kaygı besler. Bu fazla kaygılı hal, muhtemel tehlikeleri erkenden hissetmesine yarar. Erkek veya kız fark etmez, çocukların duygusal ihtiyaçları fazladır; sevgi, şefkat, onanma açısından alıcı durumundadırlar. Böyle bir yapıya sahip çocuklara anne lazımdır. Zira çocuğu daha çok anne yetiştirir; baba dışarıda, anne ise evdedir.
Sayfa 169
Hep denir ya, erkek duygu insanı değildir; hesap adamıdır o. Daha çok akla/hesaba yakın olan erkek, duygunun içinde var olan kadınla evlenir. Akıl ve duygunun karşılaşmasıdır evlilik. Kadın erkeğin mağdur ettiği bir şey olur çünkü erkek duygunun içinde var olan kadınlık hallerini okuyamaz. Okuyamaz, yanlış anlar, doğal olarak kabullenilmeyen tavırlara girer.
Sayfa 169
Uzlaşma önemlidir. Uzlaşma ise, kişinin kendini ve karşıdakini tanımasıyla ilgilidir: Karşılıklı tanıma ve saygı ifadesidir. "Benim hakkım” demek ama başkasının da hakkı olduğunu bilmek demektir. Ne yazık ki modern durumların, kapitalizmin bireye ve bencilliğe aşırı vurgusu uzlaşma kültürünü zehirliyor. İnsanları uzlaştıracağına savaştırıyor; tarafları, ilişkiyi mümkün kılan iki ortak taraf değil birbirlerine karşı iki unsur olarak değerlendiriyor. Hayır, modern kabuller çerçevesinde uzlaşma, dolayısıyla sağlıklı bir evlilik ve ilişki mümkün değildir. Bugünün moda engellenmişlik hissi de, daha çok bu modern kabullerden besleniyor. Evet, sahici bir ilişki ve düzen, belirlenmiş sınırlarla mümkündür. Tarafların mutlak serbest olmadıkları, birbirlerinin haklarına ve sınırlarına saygı gösterdikleri durumlarda evlilik devam ettirilebilir.
Sayfa 168
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.