Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanki yeni bir şeylere tanık olmak için değil de, kafamdakilerin sağlamasını yapmak amacıyla katılıyorum aile yemeklerine.
Aynı soyadını taşımak, aile olmak demek değildi.
Reklam
Aslında muhakkak bu haberi İstanbul'da almışsınızdır lakin gene de yazacağım. Çanakkale Cephesi'ndeki en ferahlatıcı, yürek coşturucu haber daha evvelki mektuplarımda mütaaddit defalar kendisinden bahsettiğim 19. Tümen Komutanı Miralay (Albay) Mustafa Kemal Bey'le ilgilidir. Mustafa Kemal Bey, Üsküplü İskender'in
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
"GÜN İZLERİ" Az ileride iki karganın sokak gösterisi başlıyor, seke seke bir ekmek parçasını kapmaya çalışıyorlar. "Sakın pes etmeyin kargalar" diyorum, "sakın pes etmeyin". Bilmiyorsanız söyleyeyim,"kazanmak tatlı şeydir". Günlük hayatımızda yaşadığımız senin, benim, bizim, hepimizin yaşamından birer
Gün İzleri
Gün İzleriOğuz Dinç · İstek Yayınları · 201928 okunma
Aile olmak, bir bütünü tamamlamak demektir. Kur'an'ın ifadesiyle eşlerin birbirlerine örtü olmaları demektir. Eş olmak, kişinin kendi eksikliğini kabul edip eşiyle tamamlanması, kemale doğru adım atması, eşinin onu bir örtü gibi sarıp sarmalamasıdır. Aile Allah'ın en büyük nimetlerindendir. Muhabbetin, neşenin ve lezzetin paylaşılarak kıymet kazandığı yerdir.
Patolojik narsisizm temel güven ihtiyacı başta olmak üzere görülme, onaylanma, sevilme, kabul görme ihtiyaçları karşılanmamış bireyin bu yüzden duyduğu yoğun varoluş anksiyetesine karşı geliştirdiği gerçekliğin inkârına dayalı disfonksiyonel savunmalar bileşkesidir. Narsist birey için gerçeklik ya katlanılamayacak kadar zor, ağır ve tehdit yüklüdür ya da içine doğduğu aile veya toplum fantastik bir kurguyu gerçeklik diye yaşıyor, servis ediyor ve hatta bireye dayatıyor olabilir. Narsist birey gerçeklik karşısında duyduğu acı ve dehşetle baş edemediği noktada inkâra düşer. Bazen dissosiyasyonla (kendine ve olanlara yabancılaşarak) gerçekliğe mesafe alır. Zamanla gerçeklik karşısında bir körlük, bir duruş ve oluş bozukluğu geliştirir.
Reklam
Mücadele En Baştan Verilir
Halk yahudileşmemiş. Market reyonlarında ki ürünlerin çoğu yahudi ürünü ve ülkeyi yahudi pazarına çevirenlerin bu katliamların yaşandığı yakın zamana kadar bile ticareti kesmemeleri asıl sorundur. Yoksa reyondaki bir ürüne ufak bir çocuğun el uzatıp tatmak istemesi, o an ki tüketim talebine karşılık aile fertlerinin çoğunun marka patentinin kime hangi ülkeye ait olduğunu düşünecek durumda olacağını sanmıyorum. Eğer bir mücadele verilecekse öyle o ürünü bu ürünü boykot etmekle olmaz. Mücadele çoğu bilinçsiz 60 kuşağı ve sentezinin olduğu, eğitimi düşük bir bir halk kitlesinin boykotlarıyla sonuc alınmaz. Sonuc verilmiş olsaydı şuan Starbucks kafeler tıklım tıklım olmazdı ve şuan bütün restaurantlarda kola şişeleri kasa kasa tüketilmezdi. Kalite ürün üretmek bir yana üretemiyoruz bile... Sorunların başında başta tarım ve hayvancılık olmak üzere 3.sınıf hizmeti bitirip 1.sınıf sınıfı hizmet sektörüne atlayıp kısa bir sürede çağ atlatacağız hayali vardı ve sonuç ortada... Banker Maho'nun sizi Münih'e götüreceğim deyip İstanbul'a götürmesi gibi bir hikayeye dönüştü. Türkiye'nin para politikası şuan ortada ve üretimi olmayan bir halkın parası her gün yabancının cebine girmeye devam edecektir. Her gün daha da fakirleşiyoruz bu gidişle daha da fakirleşmeye devam edeceğiz... Dediğim gibi mücadele reyonlara ürün dizip, millete almama konusunda nefsini terbiye edercesine sorumlu tutmakla olmaz. Mücadele en baştaki adamla başlar ve en arka sokaklara kadar yankılanarak devam eder. Biz buna kitlesel mücadele diyoruz....
Sena

Sena

@SenaBkts
·
27 Nisan 00:14
Patiswiss'i 4 günde bitiren Türk milleti yahudi markaları 10 günde bitirir. Ama halk yahudileşmiş..O nedenle Algida'yı boykot edelim yazdığımızda kuduz gibi saldırıyor. Devlet ticarete yasak koysun yazıyor. Patiswiss'i devlet mi kapatsaydı?? Tüketici sensin.!!
104 syf.
8/10 puan verdi
Aile hayatında yaşadığı problemlerden kaçmak için bunak rolü yaparak bir huzurevinde yaşamaya başlayan Desire'in hikayesi. Yaşlılık ile ölümün dirsek mesafesinde durması, yaşlanma süreci, ölüm sonrası unutulacak olmak ve en korkutucusu 70 yaşınıza geldiğinizde hala yapmadıklarını düşünmeniz ve yaşadığınız aile hayatınızın koskoca bir buhrandan ibaret olması ile yüz yüze gelmek. Kitap çok bunaltıcı temalar içermesine rağmen yazarın mizahi yazım tarzı sizi hiç beklemediğiniz anlarda güldürebiliyor. Sırf bu kontrast bile kitabı okumaya değer bir eser haline getiriyor. Keyifli
Geç Kalan
Geç KalanDimitri Verhulst · İthaki Yayınları · 2022276 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.