Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eleştirilen insanda ortaya çıkan Gücenme duygusu, sadece iş görenlerin, aile bireylerinin ve arkadaşlarının morallerini bozmakla kalır ve eleştiriye neden olan durumu düzeltmez.
Sayfa 30 - EpsilonKitabı okuyor
Epikür evlenmemişti ama bazılarının evlenip aile kurmasına inanıyordu, sorumluluk almaya hazır olanların. Ama seven kişiyi köleleştiren ve nihayetinde hazdan çok acıya yol açan irras­yonel bir şekilde tutkulu aşka ısrarla karşı çıkıyordu. Şehvetli tutku bir kez amacına ulaştığında aşığın sıkıldığını ya da kıskançlığa kapıldığını veya ikisini birden tecrübe ettiğini söylüyor. Ama daha yüce bir sev­giye, bizi bir kutsanmışlık durumuna uyandıran dost sevgisine büyük önem veriyordu.
Reklam
ne yani 3 gün sonra ben fravunlar gibi gülüp eğlenecek miyim?
Doğum günü kutlama adeti nereden çıkmıştır? Günümüz insanlarının her sene kutladıkları doğum günü adeti tarihteki uygulamalarla tam bir tezat oluşturur. Çok eski çağlarda kişiyi ölüm yıldönümü ile anmak adetti. Kadınların ye çocukların bu gibi yıldönümleri ile alakaları yoktu. Zaten kimsenin doğduğu gün bir yere kaydedilmiyordu ki
Sayfa 10 - AykırıKitabı okuyor
İnsanın olası mutluluğunun ölçüsü bireyselliğiyle önceden belirlenmiştir. Özellikle zihinsel gücünün sınırları, yüksek bir hazzı alma yeteneğini sonsuza dek belirlemiştir. Bu sınırlar darsa, dışarıdan gelen tüm çabalar, insanların ve şansın onun için tüm yaptıkları, o kişiyi sıradan, yarı hayvansı insani mutluluğun ve hoşnutluğun ötesine geçiremezler: O kişi duyusal zevklere, rahat ve keyifli aile yaşamına, düşük bir dost canlılığına ve kaba saba bir zaman öldürmeye bağlı kalır: Eğitim bile, bir bütün olarak onun bu çemberini genişletemez, genişletebilse bile, bu çok kısıtlı kalır. Çünkü en yüksek, en çeşitli ve en kalıcı hazlar, zihinsel hazlardır; gençliğimizde bu konuda ne denli çok yanılsak da bu hazlar zihinsel güce bağlıdırlar.
Hayatınızda sizi aşağı çeken, olumsuz enerji veren kişi ve durumları inceleyin. Kendinizi o kişi ya da durumdan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışın. Eğer bu kişi aile ve dost çevrenizden değil ise kendinizi tamamen ondan kurtarın.
Sayfa 104Kitabı okudu
"Dedim size evet der diye!" Ağaçların arasından neşe ile bize doğru koşturanlar her zamanki tanıdık yüzlerdi. Nisan, Eren, Bulut, Araz ve Beste, babam... Sevdiğim herkes buradaydı. Eksik kalan her yanım artık daha anlamlıydı. Ben her şeyi çok geç öğrenmiştim aslında, aile olmayı, dost olmayı, sevmeyi ve sevilmeyi. Ama hepsini en güzel şekilde öğrenmiştim.
Reklam
Dost Kurtaran
mahallesine dönmüştür. Ancak hiçbir şey giderken bıraktığı gibi değildir. Özellikle de sevdaya olan inancı ve yüreği… Geride bıraktığı dostlarından bir aile kurmaya ve hayata yeniden tutunmaya çalışırken, kaçtığı bu mahallede aslında hayatını değiştirecek kadınla tanışır. Birbirlerine düşman olan ama birbirini deli gibi seven iki insan… Kocaman bir dost ailesi…
Tanıdık Geldi
İvan İlyiç onca insanın yaşadığı şu koca kentte, onca eş dost arasında ve onca aile üyesiyle birlikteyken, ne de­nizlerin dibinde, ne de toprağın binlerce metre altında bir benzeri daha bulunamayacak korkunç bir yalnızlıkla yüzü divanın arkalığına dönük yatarken, yalnızca geçmişin ha­yaliyle yaşıyordu.
Demek ki sen de bir yolcusun. Sürekli yolculuklar yapıyorsun. Ve inan, hayatta yapılabilecek en doğru iştir, bir yerden bir yere gitmek. Zordur tabii. Aile kuramazsın. En kötüsü, ne bir kadına âşık, ne de bir adama dost olabilirsin. Ama gidersin ve iyi hissedersin, tanıştığın her yeni insanla, yediğin her yeni yemekle.
Sayfa 97 - Doğan KitapKitabı okudu
Çoklarımız ya aile, eş dost ve arkadaş baskısı ve isteğiyle; yahut daha kötüsü, sırf tesadüflerin ve hayati ihtiyaçların yönlendirmesiyle meslek tutuyoruz. İleride ya bezgin bir ruh ile işimize devam ediyoruz, yahut da meslek değiştiriyoruz.
Sayfa 63 - T.C. İstanbul ValiliğiKitabı okudu
952 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.