Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kölelik, antik dünyaya özgü ilk sömürü biçimidir; onu Ortaçağ'da serflik, yakın dönemde de ücretli çalışma izlemiştir.
Sayfa 197 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Akraba olmayan soylar arasındaki evlilikler, fiziksel ve zihinsel açıdan daha güçlü bir ırk ürettiler; ilerleyen iki kabile birbirine karıştı ve yeni kafatasları ve beyinler her iki kabilenin de yeteneklerini kapsayıncaya dek, doğal olarak genişledi.
Sayfa 33 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Morgan, ilk baştaki anasoyluluğun, topluluğun yerleşikliğe geçmesi ve mülkiyet birikiminin yaygınlaşmasıyla erkekler tarafından değiştirilmiş olduğunu savundu. Onun tezini Friedrich Engels devralarak (Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni) ilk başta topluluğun ortak mülkiyetini kadınların denetlediğini, ama tarıma geçişle birlikte erkeklerin tarım araçlarını kullandıklarını ve onlara sahip olduklarını, böylece özel mülkiyet sahibi ilk cinsin erkekler olduğunu öne sürdü.
..Kölecilik artık maliyetini karşılamıyordu, bu yüzden sona erdi..
Sayfa 166 - İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Anaerkillik tartışması, bugün eski gücünü ve heyecanını yitirmiş olsa da, 1970'lerin yükselen feminist hareketi içinde yaygın kabul görmüş ve tartışılmıştı. Engels'in Lewis Henry Morgan'ın Kuzey Amerika yerlileri üzerine Ancient Society (1877) kitabındaki bulgu ve tartışmalara dayanarak yazdığı Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni'nde, üst paleolotik öncesi insan topluluklarında anasoyluluğun esas olduğu, tekeşli evlilik ve özel mülkiyetin (ve devletin) aynı dinamik içinde ortaya çıktıkları iddia ediliyordu. Bu iddia, Engels'inkinden yaklaşık yirmi yıl önce yazılmış bir başka eserde daha kuvvetli biçimde ileri sürülmüştü (Bachofen 1997): Analık Hukuku sadece anasoyluluğa değil, anaerkilliğe işaret ediyordu. İnsan topluluklarının evrimi ve kültürü, annelik üzerinde yükseliyordu. Sadece göksel düzeni değil, insanlar arasındakini de denetleyen bir Ana Tannça'nın varlığı, Bachofen'e göre bu anaerkilliğin en önemli göstergesiydi.
Uygar toplumu,sınıflı toplumu başlatan şeyler;açgözlülük,zevk düşkünlüğü,cimrilik,ortak mülkiyetin bencil yağması gibi,sınıfsız toplumun yıkılmasını sağlayan şeyler;hırsızlık,zor,kalleşlik,ihanet gibi en utandırıcı araçlardır. Engels/Ailenin Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni
Reklam
Sürü ve aile, gelişmiş hayvanlarda birbirlerini tamamlamaz, karşıtlık oluştururlar.
Sayfa 19
Yetişkin erkeklerin birbirine tahammül etmesi, kıskançlıktan azade olmak, hayvanın insana dönüşmesinin yegâne ortamını oluşturan daha büyük ve daha kalıcı grupların kurulmasının ilk koşuluydu.
Sayfa 20
Aile varlığını sürdürürken, akrabalık sistemi kemikleşir ve bu sistem bir alışkanlık halinde devam ederken, aile onun içinde serpilir.
Sayfa 15
Emek ne kadar az gelişmişse ürünlerinin miktarı da, dolayısıyla toplumun zenginliği de o kadar az olmuştur; toplum düzeni de bir o kadar akraba gruplarının egemenliği altında görülmüştür.
Reklam
Ortaklaşa toplumcu düzen, Platonik, ütopik; gerçekleşmesi olanaksız düşsel bir düzen miydi? Engels'in Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni adlı kitabıyla, Platon'un Devlet adlı kitabı karşılaştırmalı olarak irdelenirse, bu sorunun yanıtı evet olacaktır. Platon, düşlediği örnek devlet düzeninde en önemli görevi koruyuculara, eşdeyişle üst düzey devlet yöneticilerine vermiş; onlar için şöyle diyordu: "Kanunların ve toplumun koruyucuları olanlar, koruyucu olmadan koruyucu geçinirlerse, devlet çöktü demektir. Bütün toplumun kaderi onların keyfine kalır." Kendisine sosyalist (ortaklaşa sömürüsüz toplumcu) diyen bir devletin üst düzey yöneticileri, böyle bir düzenin kurulmasının olanaksızlığına kendileri inanmışlarsa, yapacakları tekiş kurup korumakla yükümlü oldukları o düzeni kendi elleriyle yıkmak olacaktı. 1984'de, Sovyetlerde, yönetim aygıtı toplumcu sömürüsüz düzenin gerçekleşmesinin olanaksız olduğunu kavramış yöneticilerin eline geçince, Platon'un öngörüsü gerçekleşti; düzen doğrudan doğruya onu korumakla yükümlü olanlarca yıkıldı.
Sayfa 133Kitabı okudu
Analık hukukunun yıkılması, kadın cinsinin dünya tarihindeki yenilgisiydi. Erkek evde de kumandayı eline aldı, kadın değersizleştirildi, köleleştirildi, erkeğin zevkinin kölesi ve salt bir çocuk üretimi aracı kılındı. Kadının özellikle Yunanların Kahramanlar Çağı'nda ve daha çok klasik dönemde öne çıkan bu alçaltılmış konumu, zamanla sevimlileştirilmiş ve maskelenmiş, yer yer daha yumuşak bir biçime büründürülmüş ama hiçbir şekilde ortadan kalkmamıştır.
Sayfa 44
Modern karı-koca ailesi, açık ya da gizli, kadının evcil köleliği üzerine kurulmuştur.
1.353 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.