Az önce ben, 7 Haziran 1913 günü öğle saatlerinde bir fayton kiraladığımı yazdım. Fakat bunda bile şimdiden bir belirsizlik var, çünkü üzerinden henüz 4 ay geçmiş olmasına rağmen ben epeydir o 7 Haziran günündeki ben değilim artık, oysa hala o zamsnki ''bana'' ait olan yazı masasının başında oturuyorum, o benin kalemiyle ve onun eliyle yazıyorum. O zamanki ''ben''den, tam da bu olay nedeniyle tamamen koptum; artık ona dışardan, soğuk ve yabancı bir tavırla bakıyorum ve onu, hakkında pek çok esaslı şey bildiğim, ama yine de benim dışımda kalam bir oyun arkadaşı, bir iş arkadaşı, bir dost olarak tasvir edebilirim. bir zamanlarki ''ben'' olduğunu hiçbir şekilde hissetmeden onun hakkında konuşabilirim, onu eleştirebilirim veya yargılayabilirim.
Belki de aklınıza büyük ve üstün niteliklerin neden Sokrates ve onun gibi kişilere ait olduğu sorusu geliyor. "Şayet doğa gereği hepimiz eşitsek, neden aramızda bu gibi kimselerin sayısı çok fazla değil?" Bütün atların hızlı koştuğu doğru mu; ya da bütün köpekler aynı kabiliyette mi iz sürer? "Eğer doğam gereği noksanlığım varsa bu yüzden pes edip gayretten uzak mı durmalıyım?" Öyle olması gerektiğini düşünmüyorum! Epiktetos, Sokrates gibi bir usta değildir; ancak ondan aşağı kalır da değilse bu benim için kâfidir. İleride bir Milo olamayacağım diye bedenimi ihmal etmiyorum; ya da Croseus değilim diye kendi itibarımı yerlere atmıyorum. Hülasa, herhangi bir meselede en yüksek mevkiye erişmek için umudumuz kalmadı diye o şey uğruna gayret göstermeyi ihmal etmememiz gerekmektedir.
Sayfa 32 - Şule YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz eşeğiz. Karanlıkta yaşamaları olası akrepler, yılanlar, kurtlar gibi değiliz. Ne demek istediğimi anlamak zorundasınız. Lütfen anlayın. Bize verilen rol, doğa ile mücadele edip yem bulmak değil. Evcil olmak bizim seçtiğimiz bir yol değil. İnsanların önerdiği, belki de önermekten öte ısrar ettiği ve bizimde rıza göstermek zorunda kaldığımız bir durumdur. Her halde siz bizim gelip kapı kapı dolaşıp evcil olmak istediğimizi insanlara söyleyebileceğimizi düşünmemişsinizdir. Bizi kendi hayatımızdan ve doğamızdan alıkoyarak kendi hayatlarına ekleyen siz insanlar, nasıl olurda gençliğimizi heba ettikten sonra yaşlılığımızda bizi kapı dışarı etme haksızlığını gösterirsiniz? Buna şaşırmamalıyım ama değil mi? Huzurevi en modern çağı yaşayan ve en üstün olan sizlerin buluşu değil midir? Değerlerin tahribata uğratılmasıyla oluşan vicdanlara yapışan o kara leke... Böbürlenmek bir eşek huyu değil ama mutluluk her varlığa ait ve biz eşekler, bizden olanları diriyken huzur evine bırakıp öldüklerinde mezarlara gömmek için almadığımızdan dolayı mutluyuz. Her neyse, ben bu haldeyken kalkıp da sizinle, övünerek anlattığınız acınılası çelişkilerinizi tartışacak değilim.
Sayfa 113 - Şaristan, 3T YayınlarıKitabı okudu
Bizde herşey taklit edilir... Ve taklit eden taklit ettiği adamın son oluşuna eremez de, terkettiği ilk oluşu üzerinde kalır.(Mayakovski) Birgün tabancasını çıkardı; masasına koydu ve birkaç satır yazdı; "Komünizmin getirdiği dünyaya inanmıyorum ve ruhumu kaybetmeye razı değilim!" Çekti , vurdu kendisini!.. KOMÜNİZM: özel mülkiyetin olmadığı, bütün malların, üretim araçlarının topluma ait bulunduğu, bunları herkesin ortaklaşa kullandığı toplum düzeni.
Sayfa 94
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
İnceleme Öncesi Giriş Notu: Bu incelemeyi okumak yerine izlemeyi tercih ediyorum diyenler için: youtu.be/IrtF9FA7v1c Adım Tender Branson. Aslında benim bir ismim dahi yok. Ben Creedish Tarikatının ismi ve kaydı olmayan çocuklarından biriyim. Tender isminde birçok erkek kardeşim var. Hatta kız kardeşlerimin ismi de Biddy. Bizler isimsiz ve
Gösteri Peygamberi
Gösteri PeygamberiChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20205.7k okunma
"Size ait değilim artık, içinizden biri değilim, ama yükseklere ama diplerde dışınızda bir yerlerdeyim."
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.