·
Not rated
·
Liked
Demi Lovati için hayat,göz kamaştıran başarılar ve yürek parçalayan kayıplarla dolu bir yolculuk.Güçlü Kal, kendi yolculuğuna çıkmış,avunmak , ilham bulmak ve Hergün güçlü olmak isteyen herkesin heryerde okuyabileceği bir kitap."Hayat bazen çok zor olabiliyor ancak acıyla savaşmaya değer.Her tür duyguyu hissetmek, hiç hissetmemekten iyidir. Kitabı ilk çıktığı zamanlar aldım.Güzel olduğundan şüpen yoktu zaten.Birkaç sayfasını okumama rağmen çok etkileyici buldum.Kitabın her sayfası 1 güne ayrılmış.Bende 2015 1 ocaktan başlayıp hergün 1 sayfa okumaya karar verdim.Yani o ay okuduğum kitabın ve ya kitapların yanında çıtır bi baş ucu kitabı.Uyanır uyanmaz okumalısın ve okuduklarını aklında tutmalısın.Başlamak için sabırsızlanıyorum ve içinde kendime ait parçalarda bulabileceğimi umuyorum. Demi Lovato'nun müziğine aşığım.Kaleminede öyle olacağımı tüm kalbimle diliyorum ve sabırsızlıkla yeni yılı bekliyorum.
Güçlü Kal - 365 Gün Hayata Tutun
Güçlü Kal - 365 Gün Hayata TutunDemi Lovato · Pegasus Yayınları · 2014438 okunma
Bu dünyadaki herkes temelde yalnızdır. Zordur, fakat öyledir ve bununla yüzleşmemiz gerekiyor. Bu yüzden kendi düşüncelerime sahip olmak ve kendi rüyalarımı görmek istiyorum. Senin de kendine ait düşünce ve rüyaların olmalı. Rüyalarımdan çıkmanı istiyorum. Senden hoşlanmadığım için değil, hepimiz için iyiyi istediğim için, kendim ve senin için. Hayatta kendi rüyaların olmalı. Bunu anlayabilirsin.
Reklam
Siz, aşık olanın ayakları yerden kesilir, dersiniz ya, bu böyledir çünkü aşk yeryüzüne ait bir şey değildir. Göğe aittir. Ulu, yüce, gözlerin erişemediği bir aleme aittir, oradan gelir. İşte ben, onun için aşık olmak istiyorum. Yere ve yeryüzüne ait şeyler bazen kalbimi incitiyor ve onları yerde bırakıp gitmek istiyorum. Gövdem yeryüzünde kalsın, ama kalbim, ruhum göğe yükselsin.
Sayfa 136
''Sen sadece mutlu olmak istersin ama. Birileri hayatına girer ve sana ait olan ne varsa alıp götürür... Aklın, kalbin, hayallerin gibi...''
Doğup büyüdüğü yere ait değil insan... Acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil... İnsan, olmak isteyip de olamadığı yere ait... Şey gibi bir his işte bu; çok, çok susamak gibi...
Gördüklerimi ve duyduklarımı derinlemesine düşünebilmek için bin yıl yalnız kalmak istiyordum - ve unutmak için. Dünyanın insan yapımı olmayan bir parçasını istiyordum, kusma raddesine geldiğim insandan tamamen bağımsız bir parçasını. Bütünüyle toprağa ait, fikirden yoksun bir şey istiyordum. Kanımın damarlarımda tekrar akmaya başladığım hissetmek istiyordum, yok olma pahasına bile. Taşı ve ışığı içimden söküp atmak istiyordum. Doğanın karanlık doğurganlığını istiyordum; rahmin derin kuyusunu, sessizliği ya da ölümün karanlık sularının kıyıya vurmasını. Acımasız gözün aydınlattığı gece olmak istiyordum; yıldızlarla, süzülen kuyruklu yıldızlarla bezeli bir gece. Geceye ait olmak; ürkütücü bir biçimde sessiz, aynı anda hem kavranamaz hem de anlaşılır olmak. Bir daha asla konuşmamak, dinlememek, düşünmemek. Hem kapsanan hem de kapsayan olmak. Merhamet yok, şefkat yok. Sadece toprağa ait bir insan olmak; bir bitki, bir solucan, bir nehir gibi. Ayrışmış olmak; ışık ve taştan mahrum, molekül kadar değişken, atom kadar dayanıklı, dünyanın kendisi kadar kalpsiz.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.