Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Suni Kahraman Philipi
Lawrence ve Çöl Kraliçesi Getrude Bell gibi efsaneleştirilmiş ve hakkında bir sürü komplo teorisi bulunan figürlerin arasında olmasına rağmen biraz daha geri planda kalmış bir aktör Philby...
Kendi halkı olan İngilizler tarafından hain, yanına sığınmış olduğu Araplar tarafından da ajan olarak nitelendirilen Philby'i kimdi? Suudi Arabistan
Sadece Ankara böyle güzel anlatılıyor sanırdım, hiç Kıbrıs'a gitmedim ama belli ki Durrell çok sevmiş. 1952'den 1956'ya kadar Kıbrıs'ta yaşayan yazar anılarını bu kitapta toparlamiş. Tabi bu dönem yüzlerce yıl barış içinde bir arada yaşamış iki halkın nasıl karşı karşıya getirildiğini, 1950'lerin sonlarına doğru körüklenen o iç yangınını gözler önüne seriyor. Bunu örneklerle açıklamış, Rum olsun Türk olsun ne farkeder sana gerekli olan yanindakidir bence de. Uzun süre İngiliz himayesinde kalan Kıbrıs'ın bu dönemini tabi Britanyalı bir yazarın anlatması size garip gelebilir. Bazı yorumlarda yazarın taraflı baktiğını aslında ajan olduğunu paylaşanlar olmuş. Yazar gayet objektif anlatmış gözlemlerini. Kitap biraz da tarih ağırlıklı anlayacağınız üzere. İnanılmaz betimlemelerle dolu bu yüzden kitap çok ağır akıyor. Keşke tekrar basılsa derim. Eminim tarih öğrencileri için bu kitap muhteşem bir kaynak olur.
Constance ya da Yalnızlıklar, Avignon Beşlisi’nin üçüncü kitabı. Bence tam bir kırılma - geçiş kitabı. Diğer kitaplarda öne çıkacak karakterler dahil oluyor, ilk iki kitabın bazı karakterlerine son yazılıyor. Bir de kurmaca karakterin romanın gerçekliğine dahil olması durumu yine bir değişime uğruyor. Livia’da bir romanın karakteri olarak yansıtılan Sutcliffe kurgunun gerçekliğinde bu sefer Karakterler de birbirlerinin varyasyonları. Bununla ilgili satır aralarından birkaç alıntı bırakayım.
“Biz sanki aynı kişinin farklı zaman yörüngeleri üzerine yerleştirilmiş değişik halleriyiz.”
“İnsanlar sandıkları gibi ayrı ayrı bireyler değiller, kendilerinin dışındaki bir izleğin çeşitlemeleri.”
Tabii farklı ülkelerden, inançlardan tiplemeler seçmiş. Bakıcı, hizmetçi, doktor, diplomat, prens, ajan gibi çok farklı mesleklerden ayrıca. Bu müthiş çeşitlikle de dönemin insanının tam bir panoraması sunuluyor. Serinin yerel olmaması, bir gruba odaklanmaması bence en önemli özelliklerden.
Seri II. Dünya Savaşı öncesi başlamıştı, üçüncü kitap savaş dönemi. Vichy Fransa’sı, Mısır, Cenevre üzerinden ilerliyor kurgu. Avignon tarihi önemi, papaların şehri olmasıyla kurgunun merkezi zaten. Psikanalize bu kitapta fazla yer verilmiş, tapınak şövalyelerine ait hazinenin arayışına Alman subaylar da dahil oluyor, ama bir Dan Brown romanı gibi değil tabii:) Şiirsel anlatım, duygular, uzun betimlemeler ve aşk ile bir Lawrence tarzı arayış.
Spoiler vermeden seriyi anlatmaya çalışıyorum okudukça, bitsin daha derli toplu bir izlenim paylaşırım.
T.E.Lawrence Britanyalı bir istihbarat personelidir. Kendisini dünyada bu kadar ünlü yapan; ilk dünya savaşı sırasında çölde yapmış yani onun anlatımıyla başarmış olduğu işlerdir. Lawrence çöldeki yıllarını anlattığı Bilgeliğin Yedi Sütunu adlı eseriyle dünyada en çok okunanlar arasına girmiştir. Aslında Philip Knightley, Lawrence’in aslında kendi anlatımlarında bir çok abartıya, çarpıtmaya gittiği ve aslında yapmış oldukları ve yaşamış olduğu bir çok şeyin kendi uydurmaları olduğunu çeşitli arşiv belgeleri ve Lawrence ile birlikte zaman geçirmiş bir çok insanın tanıklıkları ve anlattıklarıyla bunun ispatını yapmaktadır. Lawrence’in gerçek kimliğini ortaya koymaktadır. Kitap her ne kadar Lawrence’in anlatıldığı efsanevi kişilik olmadığı iddiasını güdüyor ve belgelerle deliller getirip analizler yapıyor olmuş olsa bile kitabın yazarı bir çok yerde yerdiği Lawrence’in bir çok yerde ajan kimliğine yaraşacak kıymette önemli işlere imza attığını dile getiriyor ki bu aslında kitabın yazarı tarafından yansıtılmak istenen ana fikre alabildiğine ters bir tezat durum doğuruyor.
Yazım amacı ve ana fikrine ters düşen birbirine zıt ve tezatlıklar barındıran anlatımı var. Ne yazık ki kötü ve anlaşılması bazen zorlaşan bir çeviriye sahip olmakla birlikte yine de Lawrence hakkında bir biyografi ve araştırma olması açısından önemli bir eser.
·
Puan vermedi
Çölün Kızı
Arkeolog, ajan, dilbilimci, Arap uzmanı, yazar, şair, fotoğrafçı, dağcı, gezgin Gertrude Bell...
.
Sanayi devriminin öncülerinden Seçkin bir ailenin kızı olarak 1868'de doğar. Oxford'u birincilikle bitiren ilk kadındır.
.
24 yaşında yaptığı İran ziyareti ile artık doğudan kopamayacağını hissetmiştir. Bu dönemde tanıştığı Hafız'ın
200 syf.
10/10 puan verdi
Arabistanlı Philby
Arabistanlı Lawrence ve Gertrude Bell hakkında efsanevi bilgilerin ayyuka çıktığı bir dönemde adı pek anılmayan fakat Osmanlı toprağına iç huzuruna adı geçen ajanlardan daha fazla zarar vermiş bir isim John Philby...
John Philby, oğlu Cambridge Beşlisi'nin meşhur Philby'si kadar etkili... Ve sadece ajan sıfatıyla sınırlandırılamayacak kadar çok yönlü birisi... Ortadoğu coğrafyasında oynanan oyunların iç yüzünü merak edenlere kitabın çok şey vereceğine şüphe yok. Vehhabi tarihi, devletinin kuruluşu, Vehhabiliğin özellikleri doyurucu bilgilerle bezenerek Philby'nin Vehhabi devletinin kuruluşu eksenindeki rolü dile getirilerek çok güzel anlatılmış. Yalnızca akademik değil herkesin ilgilisini çekecek bilgilerle bezeli bu kitap okumaya değer...
Özellikle bir kütüphane dolusu eser yazan fakat ülkemizde pek bilinmeyen İngiliz senaryolarının bu başrol oyuncusu Philby'nin icraatları üzerine daha fazla araştırma yapmak gerekli... Yazarın çabasını takdir ediyor ve zevk alarak okuduğum bu kitap benzeri eserlerin çoğalmasını arzu ediyorum.