Kemal bey ve arkadaşları,manzumelerini divan adını verdikleri defterlerde toplayan şairleri kötüler, onlar aleyhinde yazılar kitaplar yazarken aslında devlet gibi şiirin de son vasiyetini yazıyorlardı.Altı yüz yıl ömür sürmüş bir adamın can çekişmesi de elbette elli yıl sürecekti ve onlar elli yıl boyunca hastaya tek bir ilaç vermediler.Bu arada hala ona muhtaç olduklarını da fark etmiyorlar hala aruz ölçüsüyle şiirler yazmaktan vazgeçemiyorlardı.Gazel gitmiş sone gelmişti ama gazellerle birlikte bir medeniyet birikiminin de gitmekte olduğunun farkına varmadılar....
Tanrı ne ister?Tanrı iyilik mi ister yoksa iyi olma seçeceğini mi?Kötülüğü seçen bir insan,kendisine iyilik dayatılmış bir insandan bazı açılardan daha üstün olabilir mi?
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih' i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
KALDIRIMLAR
I
Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri
TABUT
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak?