Akber Mammadov

Akber Mammadov
@akberthethinker
Ubermensch
Öğrenci
Bakü
20 November 2000
19 reader point
Joined on September 2020
Zannederiz ki, bu dünyaya birdenbire gelmiş olsaydık, ilkin bir bilardo topunun diğerine çarpmasıyla ona hareket aktaracağını çıkarsayabilirdik ve olaya ilişkin kesin bir dille konuşmak için olayın gerçekleşmesini beklememize gerek olmazdı. Alışkanlıkların etkisi o kadar fazladır ki, en güçlü olduğu yerde doğal cehaletimizin üstünü örtmekle kalmaz, kendisini gizler ve sadece en üst derecede bulunduğu için hiç olmuyormuş gibi görünür.
Reklam
Fakat düşüncemizin bu sınırsız özgürlüğe sahip görünmesine karşın, daha yakından incelendiğinde aslında çok dar sınırlara hapsolmuş olduğunu ve zihnin tüm bu yaratıcı gücünün, duyumların ve deneyimin bize sağladığı malzemeleri birleştirme, dönüştürme, artırma ya da azaltma yetisin- den daha fazlası olmadığını görürüz. Bir altın dağ düşündüğümüzde, eskiden aşina olduğumuz iki tutarlı fikri (altın ve dağ) birleştirmekten başka bir şey yapmayız. Faziletli bir at tasavvur edebiliriz; çünkü kendi hislerimizden hareketle bir fazilet düşünebiliriz; ardından bunu aşina olduğumuz bir hayvan olan at figürüyle ve şekliyle birleştirebiliriz. Kısacası, tüm düşünce malzemeleri ya dış ya da iç duygulardan türer: Bunların karışımı ve bileşimi sadece zihne ve istence aittir. Yahut meramımı felsefi bir dille ifade etmem gerekirse, tüm fikirlerimiz veya daha güçsüz algılarımız izlenimlerimizin ya da daha canlı algılarımızın taklitleridir.
Nesneleri o kadar canlı bir tarzda temsil ederler ki, neredeyse onu hissettiğimizi ya da gördüğümüzü söyleyebiliriz. Fakat zihin bir hastalık ya da delilikten ötürü rahatsızlanmadığı takdirde, bu algıları tümüyle ayırt edilemez kılacak kadar yüksek bir canlılık seviyesine ulaşamazlar. Şiirin tüm renkleri, ne kadar muhteşem olursa olsun, tasviri gerçek bir manzara zannetmemize yol açacak tarzda doğal nesneleri resmedemez. En canlı düşünce bile en donuk duyumdan daha aşağı seviyededir.

Reader Follow Recommendations

See All
İnsan doğasına ilişkin bu muhakemeler soyut ve kavranması güç görünüyorsa ne olmuş? Buradan yanlış oldukları sonucu çıkmaz. Tersine, bu zamana dek pek çok bilge ve büyük filozofun gözünden kaçmış şeylerin çok bariz ve kolay olabileceği mümkün görünmüyor. Bu araştırmalar bize ne kadar pahalıya patlarsa patlasın, eğer bu yolla böyle muazzam önem taşıyan konularda bilgi birikimimize bir katkı sağlayabilirsek sadece kâr bakımından değil, haz bakımından da yeterince ödüllendirildiğimizi düşünebiliriz.
Akber Mammadov tekrar paylaştı.
Sonuçta anladım ki doğruluğunu kolay kolay ispatlayamayacağınız meselelerde çoğunluğun görüşüne hiç itibar etmemek gerekiyor çünkü bu doğruyu bir kişinin görme ihtimali birçok kişinin görme ihtimalinden daha yüksek.
Reklam
Reklam
134 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.