Nana'nın söylediklerini anımsadı: Hep kuzeyi gösteren bir pusula ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da mutlaka bir kadını işaret eder. Her zaman.
Dünyamızın kainatta bir toz zerresi olduğu, bizlerin de bu toz zerresinin içinde seçilemeyecek kadar küçük varlıklar olduğumuz bilgisi hâlâ içimi derin bir umutsuzlukla dolduruyor.”
Gene de biliyor musunuz bizim gibi yeraltı takımının dizginini sıkı tutmak gerektiği kanısındayım.Çünkü kırk yıl ses çıkarmadan yeraltında otururuz,ama bir fırsatını bulup yeryüzüne çıkarsak çenemizden kurtulamazsınız
İnsan bütün ömrünün iki kere iki peşinde geçirir,bu uğurda denizler aşar, hayatını harcar, fakat yemin ederim, arayıp gerçekten elde etmekten korkar.Çünkü onu bulur bulmaz artık erişecek şeyi kalmayacağını bilmektedir
Şüphesiz böyle bir duvarın hakkından gelmeye gücüm yetmezse boşu boşuna yırtınacak değilim,ama karşımda gücümün yetmediği bir taş duvar var diye büsbütün boyun eğmeye de razı olmam
"Olduğumu sandığım insan gerçekte olduğum insandan ölesiye korkuyor; diğer insanlar onun hakkında ne düşünürler diye korkuyor. Gerçekte olduğum kişiyi bilseler bana neler yaparlar? En iyisi güvende olmak! En iyisi gerçek insanı saklamak, ona işkence etmek, onu gömmek!"