Nasıl Hikmet'in güzel bir sözü geliyor aklıma; "Her gelen sevmez ve hiç bir seven gitmez unutma!" Belki giden dönüyorsa, sevdi.
Okumayın, zaman kaybı.
Bir saattir bilgisayarın ekranına öyle bakıyorum. Başka işlerle uğraşırken aklıma gelenler terk etmiş zihnimi. Yazmaya ihtiyacım vardı oysa. Nereden bilebilirim hayatın karşıma ne çıkaracağını? Sürekli bir şeyler kurup duruyorum kafamda. Sanıyorum ki bunun bir sonraki seviyesi gördüğüm rüyalardan insanları sorumlu tutmak. Kafam karışık. Bazen bağırmaya ihtiyaç duyuyorum. Bazen cansız varlıklarla kavga ediyorum. Bazen onlara sımsıkı sarılıyorum. Canlı olup olmaması neden önem arz etmiyor benim için? Bu bir sorun. Ben neden çantamın kulpunu bile seviyorum. Çantamın kulpunun bundan haberi var mı? Ya da banyonun ışığından nefret ediyorum diyelim. Banyonun lambası ne yapsın bu durumda? Bir türlü normal olamıyorum. Amacım bunları söylemek değildi. Ben önceden heyecanlanabiliyordum. Geçen hızla gelen bir araba az daha çarpacaktı. Gördüğüm halde ek bir korku tepkisi, bir çarpıntı ya da ani bir refleks... Hiçbir şey. Oysa önceden böyle değildi. Çok basit gelebilir. Ancak düşününce ki düşününce çoğu şey derinleşir üzücü olduğunu fark ettim. Önceden otobüs durdururken bile onu zihnime kurgular, elimi kaldırmadan önce bir sersemlerdim ya resmen. Güzel bir şey değil belki ama şimdi de Neyse ben gidiyorum yeter.
Reklam
🐥🐥 Kimseyi koymadım yerine Bir sen varsın yangın yeri gönlümde Aklıma ilk gelen sen olacaksın Ne zaman bir yerler de aşk dense
gözlerimi kapattığımda aklıma gelen, gönlümü hoş tutan şeyleri hakkımda hayırlı kıl Rabbim
Başucumda bir şiir kitabı, adı "Ten rengi özlemek". Kaç kez okuduğumu bilmiyorum. Bir şiirimin bir dizesinde "beni kutsal Kuran'ı okur gibi oku, kutsal İncili okur gibi oku" demiştim . Galiba ben öyle okuyorum. Yudum yudum su içer gibi, besmele ile başlayıp elhamdülillah ile bitirir gibi, ya da tüm inançlarımı elimle iter gibi kendimden geçerek, derinlerde kaybolarak, arkama dönüp bakmadan yol alır gibi okuyorum. Bir an unutuyorum, bu şiir kimin diye soruyorum kendime, aklıma ilk gelen Gülüş oluyor. Gülümsüyorum... Nesrin Aykaç.
Ne kadar çok ilerlersem kariyerimde o kadar aciz hissediyorum kendimi. Bir o kadar mahzun ve muhlis. Aile büyüklerimin yüksek mevkiilerinden ayrılarak ebediyete intikal edişleri aklıma gelir. Hüzünlenirim bir zamanlar bulundukları önemli mekanlarda yokluklarını hissedince. Heyhat! Bir toz bulutu gibi dağıldı o hatıralar. Şahitlerde öldüler. Gülümserim de bir türlü şımarık olamam başardığım şeylerden sonra. Buruk bir hüzün gelir. Suskun olurum. Bir zamanlar dünyaya söz geçirirken alabildiğine saygıyla ve sevgiyle. Şimdi neden bu sukut onlardan gelen. Ölüm varlığını yoklar böyle. Öldüler. Herkes öldü.
Mahiye Gürenli
Mahiye Gürenli
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.