"Müslümanlara karşı onlara yardım eden herkes dinden dönmüştür"
Şeyh Muhammed Hasan Dedo ve Gazze'deki Filistin Alimler Heyeti Başkanı Dr.Mervan Ebu Ras öncülüğünde 100'den fazla alim ve vaiz, "Aksa ve Gazze" başlığı altında küresel bir çağrı ve fetva yayınladı.
Üç gün üç gece
ağlasam, ağlasam, ağlasam..
Aksan gözlerimden,sen ve sana dair herşey.
Aksa,
Aksan ve silinsen bağrımdan..
Bağrımda izin kalmasa,
Sanki hiç adına değmemiş gibi.
Sana dair tüm muhabbet suları durulsa artık,
Ciğerlerimden seni solumasam,
Yaramdan çıkan iniltiler seni akıtsa,
Ayırsalar artık bir elmanın yarısı dediğim seni, bu yarıdan.. ayırsalar adına meydan okuduğum tüm sözlerimi artık dilimden..
Ah yaramın kendisi..
Ciğerimde duymasam artık seni.
Hiç duymamış gibi.
Ciğerim artık benim olsa..
Üç gün,üç gün sonra..
O Aksa ki, üçüncü haremi şeriftir, Filistin toprakları ki, Müslümanların mesuliyetinde bulunan İslami bir vakıftır. Dünyanın her tarafında yaşayan Müslümanların kendisine karşı sorumlu bulunduğu kutsallardır.
1967 Savaşı'ndan tam bir buçuk sene sonra, tarihler 21 Ağustos 1969'u gösterdiğinde Denis Rohan adında Avustralyalı bir yahudi Mescid-i Aksa'ya gelir. Çantasında benzin bidonu, yanında içi benzin dolu torbaları tutuşturup caminin tavanlarına fırlayacağı sapan düzenekleri ile içeri girer. Biraz sonra Mescid-i Aksa alev alev yanmaya başlar. Kıble duvarındaki Selahaddin Eyyubi döneminin mozaik süslemeleri, mihrap kubbesindeki İzzeddin Aybek dönemi altın yaldızları ve Nureddin Zengi'nin vasiyeti, Aksa'nın bağımsızlık nişanesi ahşap minber artık alevler arasındadır.
O günlerde İsrail Devleti'nin başbakanı olan Golda Meir, hatıralarında bu hadiseyi anlatırken, "O gece gözüme uyku girmedi."der. İsrail Kudüs'ü ele geçireli bir buçuk sene olmuştur. İslam dünyası gergindir. Yahudiler'in, Müslümanlara ait kutsal mekanlara zarar vereceği endişesi had safhadadır. En sonunda korkulan olur, Peygamber Efendimiz'in (sas) Miraç basamağı yakılır. İsrail başbakanına göre, ertesi sabah İslam dünyası bu acı haberle sarsılacak, büyük protestolar yapılacak, Avrupa ve ABD nezdinde girişimlerde bulunulacak ve belki de Doğu Kudüs yeniden Müslümanların yönetimine verilecektir. Golda Meir hatıralarının devamında Müslümanlar için son derece acı şu tabloyu aktarmıştır:
"Ertesi sabah gördüm ki İslam dünyasında hiçbir devletin hiçbir gazetesi bu olaya yer vermemiş!!!"
Ancak doktorların bilmedikleri, hesapladıkları şeylerden çok ama çok büyük olan bir etmen vardı ki o da; Rablerine huşûyla dua eden ve bütün işlerinde O'na tevekkül eden ve Filistinli annelerin burada, Hazreti Muhammed Aleyhisselâmın miraca çıktığı Mescid-i Aksâ'daki duaları...
Tekbir getirmeye görsün Muhammed Mustafa
Tekbir getirir yer gök ay bir kez daha bölünür
Enbiya saf tutar, nur kesilir Mescid-i Aksa
Taş olsa da hissiz kalmaz gitmek ister peşinden
Dur demese, O’nunla birlikte yükselecekti
Ya ben, boşluktaki ben, ey sahra-i muallak
Hz. Âişe anlatıyor: Resûlullah gece Mescid-i Aksa'ya götürülünce, sabahleyin bunu halka anlattı. Kendisine inananlardan ve kendisini tasdik edenlerden bile böyle bir şeyi kabul etmeyenler oldu. Ve meseleyi Ebû Bekir'e iletip: "Arkadaşının, bir gecede Beyt-i Makdis'e götürülüp geri getirildiğini iddia etmesine ne dersin?" dediler. Ebû Bekir: "O böyle bir şey söyledi mi?" diye sordu."Evet." dediler. "Eğer o böyle bir şey söylemişse muhakkak doğrudur." dedi. Ebû Bekir'e: "Onun bir gecede Beyt-i Makdis'e gittiğini ve sabah olmadan geri eve döndüğünü sen de mi tasdik ediyorsun şimdi?" dediler. Hz. Ebû Bekir: "Evet, ben onun söyleyeceği daha ilginç şeyleri de tasdik ederim. Ben, ona sabah ve akşam gelen bütün haberleri tasdik ediyorum." dedi. Bu sebeple Ebû Bekir'e 'Sıddîk' lakabı verildi.
Sizin pusulanız, Mescid-i Aksa'yı işaret ediyor. Diğer pusulalar ise Beyaz Saray denilen Kara Sarayı işaret ediyor. Biz Filistin'in özgürlüğü ve Mescid-i Aksa'nın tekrar İslam medeniyetinin, Müslümanların eline geçmesi hedefini ancak sizlerle, Türkiye halkı ile gerçekleştirebiliriz. Bunu kendiniz için bir hedef olarak koyun. Çocuklarınızı da bu hedefin gerçekleşmesi için yetiştirin. Çünkü hepimiz bir gün o ışığın, yani Mescid-i Aksa'nın etrafında toplanacağız.
Beraat gecesi bitirdim kitabı öyle bir hal ki kitabı okumadığı zamanlarda bile gözyaşları dökülüyor insanın gözünden.. Hemen yazamadım, üstüne bu kadar zaman geçmesine rağmen şu an da bile gözüm doluyor. Yalanlarla, iftiralarla aramızı açan bizi birbirimize düşürenlerin oyununa ne kadar da çabuk geldik, nasıl da özümüzden uzaklaştık... Özellikle Ramazanı yaşadığımız şu günlerde aklımda şu soru beraâtini alabilen biz miyiz uzaktan izlerken; ateşin tam ortasında tüm herşeye rağmen ihlas, samimiyet ve tevekkülle adeta günden güne devleşen bu insanlar mı..? Tüm Müslümanların adeta vücudun birer âzâları olduğunu biri hastaysa aslında tüm vücudun rahatsızlandığını unutmamalıyız. Kudüs'te gerçekten ne oluyor, saklanan üstü örtülmeye çalışılan gerçek tarihi(miz)nedir öğrenmemiz lazım, sahip çıkmak sağlam basmak için bilmeli, anlamalı ve anlatmalıyız bunun için de en güzel eserlerden @talhauğurluel in kitapları ve özellikle bu konudaki tarih atölyelerini tavsiye ederim. Tüm seriyi okuyacağım inşallah biraz toparlanmak için ara verdim. Elinizden bırakamıyorsunuz çünkü bir kitabı bir de peçeteyi. Şimdiden okuyacaklara selam olsun, Mescid-i Aksa, uzak değil yakın bir mecsid olur bizlere en kısa zamanda inşallah...
FilistinAbdullah Galib Bergusi · Ekin Yayınları · 2023735 okunma
Ancak "milliyetçi hareket" de 1970'lerin sonuna doğru, çağdaşlıkla ilgili kavramlar içermeyen "Türk-İslam Ülküsü", "Kanımız aksa da zafer İslam'ın", "Tanrı dağı kadar Türk- Hıra dağı kadar Müslüman" gibi sloganlarla hedeften uzaklaşır gibi oldu.
Süleyman Peygamber ile ilgili çocuklarımızın öğrenebileceği temel düzeyde bilgiler şiirsel bir dille anlatılmış. Hüd Hüd Kuşu, Belkıs, Hz. Süleyman'a bahsedilen zenginlik, Mescid-i Aksa, hayvanların dilinden anlaması gibi anahtar kavramlara ulaşacaklardır. Kitabın bir sayfası Türkçe, karşı sayfası ise İngilizceye çevirisi şeklinde verilmiş. Aynı zamanda ingilizcelerine de katkı sağlayacaktır.
Büyüyemeyen çocuklar Cennet bahçelerinde oynarken, Mescid-i Aksa'nın güvercinleri konar avuçlarına... O güvercinler ki, anlar çocukların dilini... Hz. Süleyman'ın kuşları anladığı gibi..