"Akşemseddin Hazretleri'nin Fatih Sultan Mehmet Han'a nasihatini bilirsin Ağam: Sen şartlara teslim olmazsan, şartlar sana teslim olur."
Sayfa 80 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Biz mürit değiliz; o zaman biz neyiz!?.. Talibiz, talebeyiz.
insan yaratılırken onun özüne, bütün yaratılmışları idrak edebilecek bir kabiliyet konmuştur. "Mükevvenât" denilen bütün yaratılmışların bulunduğu âlem, büyük bir alemdir. (Âlem-i Kebir) insan ise böylesi bir âlem içinde tek çekirdek gibidir. Bu yönüyle insan, küçük bir âlemdir. (Alem-i Sagir) insan, öyle küçük bir alemdir ki, bütün mükevvenatın büyüklüğünü o küçük âlemde hisseder. Aylar, güneşler, galaksiler hepsi insanın anlayışında, ilminde ve yaratılışında vardır. Işte onun için Akşemseddin Hazretleri: "Mürit-mecmû-ı berzahi kat etmiş ola- hiçbir makam yok ki onu görmemiş ola' diyor. Demek biz onun kastettiği anlamda mürit olamamışız. Çünkü mürit dediğin menzilleri, makamları, ilahi mertebeleri görmüş olacak. Kişi o zaman mürit oluyor! Biz mürit değiliz; o zaman biz neyiz!?.. Talibiz, talebeyiz. Şu halde mürit, bütün makamları geçip ne kadar makam varsa hepsini görmüş olursa, o zat mürittir. Makamı ise Allah'a kurbiyyet makamıdır.
Sayfa 10
Reklam
Akşemseddin Hz : " Kulluk 5 kısımdır / 2-Nefs Kulluğu "
Akşemseddin Hazretleri,kulluğun ikinci mertebesi olarak nefs kulluğunu zikreder.Nefs,kulun yerilen ahlâkı ve amelleri anlamına gelir.Nefs,mutasvvıflarca genel olarak kulun kötü huyları,çirkin vasıfları,kötü his ve huyların mahalli olarak,kişinin ayak bağı olarak tarif edilir.Akşemseddin Hazretleri'ne göre,bu kulluk derecesi,ten kulluğunun bir üst derecesidir. Allah'ın emir ve yasaklarını uygulamanın yanında,nefsini terbiye etmekle de uğraşan kişinin kulluğu bu derecededir.Bir tarikata mensub olarak o tarikatın edep ve erkanına uygun bir şekilde nefsini tesviye etmek için çabalamak, nefsin isteklerine muhalefet etmek ve direnç göstermek,bu kulluk derecesinin vasıflarıdır.
Bir gün, kendisini(Akşemseddin), Vezir Halil paşa çağırttı. "Beni emretmişsiniz Paşa Hazretleri." "Akşemseddin, oğlum Süleyman Çelebi hasta. Hekimler iyileştiremedi. Birde sen bakasın istedim." Akşemseddin, Halil Paşa'nın konağına gitti. Vezirin kendinden geçmiş yatıyordu. Elleri ayakları buz gibiydi sapsarıydı. Çocuğu tepeden tırnağa muayene eden ünlü hekim, kullanılan ilaçları istedi. Getirilen ilaçları dikkatle inceledikten sonra hepsini çöpe attı. Paşa sordu: "İlaçları neden attın hekimbaşı?" "Paşa hazretleri, hastayı iyileştirmeye doğru teşhis koymakla başlanmamış. Bu yüzden verilen ilaçlarda doğru seçilmemiş. İlaçları kendim hazırlayacağım. Merak buyurmayınız oğlunuz iyileşecek." Akşemseddin, hazırladığı ilaçları verdi. Haftada bir Süleyman Çelebi'yi görmeye geldi. Çocuk iyileşti.
Sayfa 45 - Maviçatı Y.Kitabı okudu
İstanbul'un Fethi 29 Mayıs 1453:
Salı sabahı, muhakkak ki başka bir Sabahtı. .........zira o mukaddes salı sabahı bir çağ kapanıyor, yeni bir çağ açılıyordu...
Sayfa 98
Akşemseddin Hz : " Kulluk 5 kısımdır / 1-Ten Kulluğu "
Şeriatın va'zettiklerini seve seve yapma yolunda olmak,Allah'ın emirlerini tutmak ve sakınmamızı istediklerinden azami derecede sakınmaktır.Bugün bunları yapanlar evliya olarak bilinse de Akşemseddin Hazretleri ve diğer veliler için bu,kişinin insan olmasının ilk adımıdır.Kişiye bir yükseklik kazandırmaktan ziyade, çukur olmaktan korur.
Reklam
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.