Şuurlu Müslüman aileler, Efendimiz'in (s.a.s): "Asıl iyilik Seninle ilişkisini kesmiş akrabaya yapılan iyiliktir." (Buhari) hadisi gereği kendileriyle bağlarını koparmış akrabalarına karşı da iyilikte bulunmaya gayret ederler. Bir adam: "Ya Rasulallah! Benim akrabalarım var. Ben kendilerini ziyaret ediyorum, onlar bana gelip gitmiyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar. Ben onlara anlayışlı davranıyorum, onlarsa bana kaba davranıyorlar." dedi.
Efendimiz (s.a.s): "Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun. Sen böyle davrandıkça, Allah'ın yardımı seninledir." (Müslim) hadisi gereği, akrabaların- dan sürekli kötülük görseler dahi onlarla bağlarını kopar- mazlar.
Ancak akrabaları yoğun bir şuursuzluk virüsü, ciddi, bulaşıcı ve tedavi edilmesi güç bir ahlaksızlık mikrobu taşıyorlar- sa bu hastalıkların kendi ailelerine, eşlerine ve çocuklarına da bulaşmaması için onlarla ilişkilerine de muhakkak bir düzenleme getirirler. Bağları tamamen koparmadan "Akrabalarınıza bir selamla dahi olsa iyilik edeniz." hadisi gereği hiç olmazsa selam alıp verecek düzeyde ilişkilerini devam ettirirler.
İçinizde akrabalık bağını koparan birisi varsa buradan ayrılsın, çünkü ben Efendimizden (s.a.s) işittim, her cuma akşamı ameller Allah'a arz edilir. Akrabasıyla bağlarını koparmış olanların amelleri kabul edilmez."
(Buhari, Edebü'l-Müfred)
Rasûlullah (s.a.s) buyuruyor ki: "Geceleyin kalkıp namaz kılan, karısını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah merhamet etsin. Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah merhamet etsin." (Ebû Dâvûd) "Gece birbirlerini uyandırarak namaz kılan kadınlar ve erkekler, Allah'ı çok anan erkekler ve Allah'ı çok anan kadınlar arasına yazılırlar." (Ebû Dâvûd)
Gözlerini, varlıkların üzerindeki fånilik damgasına dik. Başka çare yok. Başka bir yolu yok şifanın.
Öyle diyor ya Zamanın Bedii: "Hüsün ve cemalleri üstünde fânilik damgasını görür, alâka-i kalbi keser. Eğer kesmezse mahbupları adedince mânevi cerihalar (yaralar) oluyor."
Kanaatimce kıskançlığı zarif şekilde ifade edememenin en yaygın nedeni kadın ve erkeklerin kıskandığını söylemeyi bir zayıflık işareti saymalarıdır. Başka durumlarda sevdiğini ifade edebildiği hâlde, kıskandığını söylediğinde eşinin bunu zayıflık olarak algılayacağını sanmak. Başka bir yanlış kanı da, "Seni kıskanıyorum çünkü seni seviyorum," demenin karşıdakini şımartacağıdır. Bu son derece yersiz bir kabuldür.
Hülasa, seven insan kıskanır. Bu zarif biçimde dile gelebilmelidir: "Seni kıskanıyorum, çünkü seni seviyorum," demek inanın binlerce çiçek kadar etkilidir.