Sinop
Sizi hemen içine alan mistik bir havası var, Sinop tarih ve denizdir diyebiliriz.
Kale ve duvarlarında çiçekler açmış, prangalı zindanlarıyla hapishane, bin yıl belki de daha eski yıllara uzaklara götürüyor insanı.
Alaaddin Camii Selçuklu mimarisinin zarif güzellerinden biri. Alaaddin Camii’nin girişinde bekleyip gelenlere Camiyi anlatan ihtiyar ise bir başka sürpriz. Bilal Efendinin türbesine gitmemizi salık verdi ısrarla. Bilal Efendi Ömer Seyfettin’in kesik baş hikayesine de konu olmuş, bir arkadaşım hatırlattı; anlama anlam kattı.
Pervane Medresesini iki dükkana ve bir lokantaya kiraya vermişler. Yüzyıllar boyunca ilime hizmet eden bu yapı hüzünlü göründü gözüme. Böyle bir yapı yine ilmin hizmetinde olmalı, kütüphane, müze olarak kullanılmalı değil mi? Kıymet bilmeyenler her yerde maalesef.
En son kale burcuna tırmandığımda karşıma çıkan bara şaşırmamalıydım değil mi?
İmar eden, yapan bir ecdadın, bozuk para gibi harcayan evlatlarından da başka bir şey beklenebilir mi? Neyseki yıkmamışlar hala ziyaret edebiliyoruz:).