BİRİNCİ HİKMET:
Tesettür, kadınlar için fıtrîdir ve fıtratları iktiza ediyor. Çünki kadınlar hilkaten zaîf ve nazik olduklarından, kendilerini ve hayatından ziyade sevdiği yavrularını himaye edecek bir erkeğin himaye ve yardımına muhtaç bulunduğundan, kendini sevdirmek ve nefret ettirmemek ve istiskale maruz kalmamak için, fıtrî bir meyli var.
“Aşk bu kadar münasebetsiz, hesapsız ve kontrolsüz olmamalıydı. Hiçliğin, yokluğun ve boşluğun vazgeçilmez cazibeye yataklık etmesi hayra alamet değildi. Platonik aşk diye bir şey olmasaydı, ben icad ederdim.”
ALAMET
Sayın Erkan Aksu,
Kitabınızı mesleki refleks olarak eleştirel okuyarak tamamladım. Okurken yanında mutlaka fosforlu bir kalemle uygunsuzlukların üzerini çiziyorum. Bu tür okuyucu geri dönüşleri bizde kültür olarak yerleşmediği için yazar için en büyük ödül olmaktadır. Farklı bir gözün ortaya koyduğunuz esere bakış açısı önemli ve
Herşey harika olamaz biliyorum.
Hayaller gerçekleşmeye memur değil biliyorum.
Bunlar imtihan olacak farkındayım.
Ama işte...
"Sabrın sonu selamet
Sabır hayra alamet."
Lise yıllarımda İngilizce öğretmenim proje ödevi olarak bir kitap çevirmemi istemiş ve
Beyaz Diş isimli kitabı vermişti. O döneme rastlıyor
Jack London ile tanışıklığım. Tanıdığım eski bir öğretmenim ile oturmuş bir gün sabahtan akşama kadar çevirmiştik kitabı. O kadar çok sevmiştim ki... (Bu sevgi ve proje o yıl İngilizce'yi geçmeme yetmedi. Ama
Ay Sarayı Paul Auster'ın 1989'da yayınladığı 4'üncü (Farklı isimde çıkardığı bir kitabı daha vardı hatırlarsınız) kitabı. Hayatını anlattığı kitap dışında ,
Nâzım açlık grevine devam ediyordu. Tıbbî kontrol altındaydı. Nefesi de artık aseton kokmaya başlamıştı ki fena alâmet... Yalnız şu ve sigara içiyordu.
Üç şair, Orhan Veli, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet, Nâzım’ı takviye için Ankara’da 3 günlük açlık grevine yattılar.
“
hem çok esaslı, hem de çok harcıâlem bir şey söylüyorum; yüreğinizin götürdüğü yere gidin...
en çok da kalbinizin sustuğu anlarda bunu yapın.
bilin ki, kalbinizin suskun kalmadı hiç de hayra alamet değildir:
nedir ki,
o zaman sizi var kılan.
derler de,
siz,
ne diyeceğinizi bilemezsiniz.
„
Biz görmemiş olabiliriz, ama belki de Sait Faik’in dediği gibi olmuştur.
Şu anda Sait Faik’in 9. Kitabını okuyorum. İnceleme yazmak için yazarı daha iyi tanıyana kadar beklemek istedim. Bu kitapların arasından da Bir Sonbahar Akşamını seçtim. Neden sürekli Sait Faik okuduğuma dair küçük bir açıklamayla giriş yapmak isterim.
Mecburiyetten
"Allah'ım, gönlümü tehlikeli bir suya salmama müsaade etme ne olur, rızan olmayan şeyde gözümü bırakma, içimdeki bu hangâme hayra alamet değilse onu dindir."