Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Türk milletinin bağımsızlık ve kurtuluş mücadelesinin en sancılı dönemi olan Sakarya Meydan Muharebesinin ince ayrıntılarıyla anlatımı diyebiliriz. Kitapta süreç içerisindeki hadiseler, iki ordu arasında mukayeseler, stratejiler,fedakarlıklar ve ihanetlerle bir var olma mücadelesi yeniden yaşatılıyor.
Selim Erdoğan o kadar iyi çalışmış ki her cephe hatta her mevzi en ince detaylarıyla gözlemlenmiş ve okuyucuya aktarılmış. Süreç içerisinde uygulanan veya uygulanmaya çalışılan stratejiler, Başkomutanlık dışında grup, tümen, alay komutanlarının kararlarının da ayrıntıları verilmiş. Ekte bulunan kroki ve fotoğraflar muharebeleri ve şartları daha iyi anlamamızı sağlıyor. Benim açımdan akıcı ve bolca duygulandıran bir kitaptı.
Wanda, Polonyalı öksüz ve fakir bir kızdır. 13 numaralı sınıftaki kızlar onun hep aynı mavi elbiseyi ve aynı topuklu kahverengi, bağcıklı ayakkabı giymesiyle alay ederler. O ise, dolabında 100 elbise olduğunu söyler.
Bir gün bir resim yarışması olur. Wanda çizdiği resimle 1. Olur ama ödülünü almaya gelmez çünkü onlar artık taşınmıştır. Onunla sürekli dalga geçen Peggy ve Maddie ise gitmemeye ikna etmek için evine kadar giderler ama bulamazlar. Sonra ona bir mektup yazarlar. Mektubun karşılığı da Noel günü gelir. Çizdiği mavi elbisenin Peggy’ ye , yeşil elbisenin Maddie’ ye verilmesini ister. Peggy anlar ki aslında resimler kozlara benzemektedir. Onlar ona kötü davransa da Wanda kendilerini sevmiştir.
Yazar yıllar önce okullarında dalga geçtiği sınıf arkadaşı için özür mahiyetinde bu kitabı yazmıştır. Bu daha güzel bir ayrıntı. Belki yollar sonra affedilme isteği…
Büyük Spoiler
çok büyük bir spoiler veriyorum, bu seride ana karakterlerimizden kimse ölmüyor, ölümle burun buruna geldikleri sahnenin hemen ardından diriltiliyorlar, bir şekilde hep ölümün kıyısından dönüyorlar. incelemenin başlığı da alay amaçlıydı, anlaşılıyordur. herhangi bir duygu yoğunluğu yaşayamıyor okur, bu sebepten karakterlerin yaşadığı duygusal
Vicdanımıza hesap vermemiz her zaman hep geç olacak
Hepimiz hayatının bir döneminde bir yerde bir şekilde başına geldiği an, o düşüş, o kırılma noktası... Herkesin içinde yatan itiraf edemediği, insanın kendi bencilliklerini ve çaresizliklerini gördüğü ve kendiyle çelişmek ve yüzleşmek zorunda kaldığı içsel hesaplaşmalar, sorgulamalar, sancılar....
Aslında hepimiz bir düşüş içindeyiz. DÜŞÜŞ, kötü geliyor kulağa değil mi?
.
Bilirsiniz uykuda bile düşeriz o boşluğa. Uykuda, hayalde, gerçekte bir düşüş ki hiç bırakmaz peşimizi...
Kitaba gelecek olursam da Clamence'nin kırılma yaşadığı ve duyduğu kahkahanın aslında birgün hepimizin, içimizde duyacağı bir vicdan sesi olduğu gerçeği... Belki bizim de vicdanımız alay ederek düşmemizi bekliyordur bir köşede...
.
Kitabın dili ağır olsada, okurken bazen zorlansamda asla bırakmak istemedim.Tekrar tekrar okumak isteyeceğim, ve her okumamda da bana farklı duygular hissettireceğine inandığım kitaplarım arasında çoktan yerini aldı bile.
Eğlenceli bir Moliere kitabı daha… Sganarelle zengin bir adamdır ve Dorimene ile evlenecektir. İki filozofa danışıyor evliliğini; biri Aristocu diğeri Pyrrhoncu. Filozofların kendilerine danışanı dinlemeden sürekli kendilerinin konuşması ve konuşma içerikleri ile Moliere felsefeyi mizah unsuru yapmış, hafiften ya da yekten alay etmiş; işin içine kızın sevgilisi Lycaste ve abisi de girince zorla evlenme nasıl olur mizahi bir şekilde anlatmış.
10/10 puan verdi
Aziz Nesin'in Yaşar Yaşamaz karakterli ile yazdığı bir kitap. Filmi de çekilen kitaplardan ayrıca. Aslında hikaye, romandan çok Türk toplumu Türkiye eleştirisi gibi. Bürokratik saçmalıklarla alay ediyor ki gerçekte de var ülkede böyle olaylar. Daha doğrusu vardı. Hala var mı bilmem. Çünkü Türkiye'de değilim artık. Cahil bırakılmış bir
325 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitabı okumayan varsa okusun, okuyanlar da başkasına okutsun. :)
Tek kelimeyle harika bir kitap...
Sürükleyici, akıcı, sizi içine çeken.
Söke Anneleri kitap okuma grubunda Mart ayı okumaya karar verilmişti. Okuyup, bu toplantıda yorumlamak ve diğer kişilerin yorumunu dinlemek için okudum. Bu toplantıya ikinci kez katılışım olacaktı.
Algernon yapay yollarla zekası arttırılmış sevimli çok özel bir faredir.Charlie 32 yaşında fırıncılık yapan IQ su 70 olan küçükken anne ve babası tarafından terkedilmiş bir çocuk.Herşeyden habersiz kendi dünyasında yaşıyor.Hırsları kaygıları yok.Etrafındaki kötü insanların alay etmelerinin bile farkında değil.Sadece herkes gibi zeki olmak istiyor.Hayvanlar üzerinde denenen bir deneyi akıllı olmak için ablasının izin vermesiyle kabul ediyor.Ameliyat oluyor ve gün gün gelişmelerini yazıyor.Çocuksu bir dil ve yazım hatalarıyla başlayan günlüğü ameliyat işe yarayınca düzeliyor.Deney hayatın buluşu olarak adlandırılıyor.Charlie çok fazla dil öğreniyor ve IQ su çok yükseliyor.Sorduğu sorulara cevap alamıyor çünkü insanlar ondan çok düşük seviyede kalıyorlar.Profesörler kendileri sayesinde böyle bir insan olduğundan bahsedip geçmişini siliyorlar.Charlie onunla alay edenlerle ve ailesiyle hesaplaşıyor. Algernona bir süre sonra gerileme başlıyor ve Charlie acaba bende de hata yaptılar mı diye araştırmalar yapıyor ve sorunu çözüyor.Algernon ölüyor.Charliede de acaba gerileme olacak mıdır?Kitap konusu ve hissedilen duyguları anlatması açısından çok güzeldi kesinlikle okunmalı
Tevfik Fikret
Tevfik Fikret Türk Edbiuatinda önemli bir yere sahiptir. Hiçbir şeyin değişmediğini görunce hasta yatağında cocuklar icin Şermin i yazmıştır
Beni en cok etkileyen şiiri Han-ı Yağma şiiridir
Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...
İyi okumalar
Bir Garip Orhan Veli
‘‘Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz.’’
Kitapta bende iz bırakan Orhan Veli dizeleri bunlar oldu. O yüzden yazmaya da ‘‘Ölüme Yakın’’ şiirinden bir alıntıyla başlamak istedim. Orhan Veli belki yaşarken de iyi insandı, çok seviliyordu ama o garipliği, anama duyurmayın dediği mahzunluğu; tarifsiz
210 syf.
·
Puan vermedi
Hep ertelediğim bir kitaptı.
Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak!
Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:)
Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Eşi Sylvie'nın ölümünden sonra yaşadığı yalnızlık ve mutsuzlukla alay eden Fournier gazeteye ilan verir "Dul ölümsüz eş arıyor."
Kimler kimler cevap vermez ki bu ilana...
Kimi gerçek, kimi bir portrenin, bir masalın, bir romanın, bir efsanenin, bir mitin kahramanı...
Mona Lisa, Pamuk Prenses, Hz Havva, Cleopâtre, Emma Bovary, Helena, Kleopatra ...
Gerçek olsa bile fani, fani olsa bile ölümsüz kişiler...
Bir de üstüne Sylvie bu cevapları yorumlamaz mı...
Gerçek kişiler, kurmaca anlatılar anlayacağınız. Ama aralara anıları, geçmişi, yaşanmışlıkları serpiştirmeye de unutmamış yazarımız.
Böylelikle Fournier'in külliyatının sonuna gelmiş bulunmaktayım. Az kelimeyle ne kadar çok şey anlattı, ne çok duyguya, ne çok yaşanmışlığa, ne çok acıya ortak etti, mizahıyla güldürmeyi de ihmal etmedi.
Zenginlik Bilgidedir: Martin Eden'ın Öğrendikleri
Giriş
Jack London'ın yarı-otobiyografik romanı Martin Eden, 20. yüzyılın başlarındaki Amerika'da geçen ve sınıf, eğitim ve entelektüel arayış gibi karmaşık temaları işleyen sürükleyici bir eserdir. Hikayemizin merkezinde, denizcilik geçmişi olan ve entelektüel açıdan cahil bir genç adam olan Martin Eden yer alıyor.
Analiz
Martin,
