Albert Schweitzer 1952'de Nobel Barış Ödülü'nü almak üzere Oslo'ya geldiğinde, bütün dünyaya şöyle seslenmişti:
" Olayları oldukları gibi görmeye cesaret edelim. İnsan, insanüstüne yükselmiştir... Ama insanüstü güce erişmenin gerektirdiği insanüstü akılcılığı göstermemektedir. Artık şu gerçeği itiraf etmenin zamanı gelmiştir sanırım: Üstün insan, gücünün artması ile birlikte, gerçekte zavallı ve acınacak insan haline gelmiştir...Uzun süredir anlamamız gereken bu gerçeği, şimdi lütfen kabul edelim. Üstün insan olmakla, gerçekte insan dışı bir varlık oldu biz.
Nobel ödüllü idealist Dr. Albert Schweitzer der ki:
"Herkesin hayatında bir an gelir, içindeki ateş söner. Sonra, bir başka insanla karşılaşınca alevlenir. Hepimiz içimizdeki ruhu yeniden tutuşturan o insanlara müteşekkir olmalıyız.
Amerika Birleşik Devletleri ve SSCB nükleer teknolojiyi yıldırım hızıyla geliştirmeye devam ettikleri halde, iki yüzlü bir yaklaşımla artık nükleer silahsızlanma konferanslarına önem verdiklerini göstermeye çalışan açıklamalar yapıyorlardı. Aynı dönemde tabanda bu silahlara karşı güçlü bir hareket gelişmeye başlamıştı. Linus Pauling, Bertrand Russell ve Albert Schweitzer gibi tanınmış kişileri bir araya getiren, milyonlarca yurttaşın katıldığı imza kampanyaları yürütülüyor, gösteriler yapılıyordu. Artan baskılar süper güçleri önce atmosferdeki nükleer denemelerle ilgili bir moratoryum fikrinde birleşmeye, ardından atmosferdeki bütün nükleer testleri yasaklamaya, sonunda da silahlanmayı kontrol altına alan bir dizi anlaşma imzalamaya yöneltti. 1962'deki Küba Füze Krizi bardağı taşıran damlaydı. Lyndon Johnson bu değişikliği kendi çıkarına kullanarak Daisy reklamında Goldwater'ı şeytanlaştıracak ve 1964'te yaptığı konuşmasında kesin bir sınıra işaret eden şu sözleri dile getirecekti: "Bu konuda yanılgıya yer yok. Konvansiyonel nükleer silah diye bir şey yok. Tehlikeyle geçen on dokuz yıl boyunca hiçbir ülke atomu ötekine karşı kullanmadı. Bugün bunu yapmak en büyük bir hassasiyetle irdelenmesi gereken bir siyasi karardır."
Albert Schweitzer şöyle demiş: "Kaderinizin ne olacağını bilmiyorum, ama bildiğimiz şey var: Aranızda gerçekten mutlu olacak kişiler, nasıl hizmet edileceğini arayıp bulmuş olanlardır ancak."
"Herkesin hayatında bir an gelir içindeki ateş söner sonra bir başka insanla karşılaşınca alevlenir , hepimiz içimizdeki ruhu yeniden tutuşturan o insanlara müteşekkir olmalıyız" der Albert Schweitzer