"Alçakgönüllülük kendinizi küçük görmek değil, kendinizi daha az düşürmektedir."
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
Reklam
Unutmayın ki fesatlığa bir kalkandır alçakgönüllülük.
Bu tuhaf alçakgönüllülük görüntüsü altında ve insan aklını küçümseme ile kaba genellemelere başvurur. Her şeyde bir hata bulur; bencilliği hiçbir zaman sona ermez; nankörlüğü hiç bitmez. Evreni yönetme konusu da dahil bütün sorunlarında ne yapması gerektiğini Tanrı'ya sorar. Duaları bir diktatörünki gibidir. Güneşli günlerde yağmur yağsın diye, yağmurlu günlerde de güneş açsın diye dua eder. Dua ettiği her şey için benzer düşünceleri taşır; çünkü bütün dualarında Tanrı'nın düşüncelerini değiştirerek kendisi gibi davranmasını sağlamaya çalışır. Sanki şunu söyle."Benim kadar iyi bilemezsin."
Olağan görünüm altında yatan gizli üstünlük... O kadar doğru bir söz ki, cesaretle söylenmesine gerek yok... O kadar dokunaklı bir olay ki, güzel olmasına gerek yok... O kadar gerçek ki, sahici olmasına gerek yok... Bilgiden çok anlayış... İfade dolu bir sessizlik... Kendini kanıtlama gereği duymayan alçakgönüllülük... Zarif bir basitlik... Büyük bir ruhsal rahatlık ama pasiflik değil... Hakimiyet peşinde olmayan otorite... Elde edilemeyen ancak keşfedilen... Bilgilerden geçip basitliğe varmış...
Zaten alçakgönüllülük büyüklüğün en parlak belirtisidir. Küçükler ne kadar iddialı olursa, büyüklerdir ki o kadar alçakgönüllüdür. Kendisine bir değer vermek; cahilliğin, hiçliğin en açık bir işareti olduğu gibi... Gerçek büyük, büyük görünmeye gerek duymaz. Hiçlerdir ki şişmek, genişlemek ve patlamak tutkusunda bulunurlar.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.