Afganistan’da kadın olmak, ben bu kitabı okurken bunun altında kaldım. Sürekli değişen bir rejim, Sovyet saldırıları, başa gelen gaddar yöneticiler, ölen binlerce insan, başkalarıyla evlenmek zorunda kalan kadınlar -sırf namuslarını koruyabilmek için- insaları sürekli ordan oraya savuran bir yaşam, öyle bir yaşam ki kendi çocuğunu yetimhaneye bırakmak zorunda kalan bir anne ve vefakar bir Meryem. Yazar kitabı atfederken isim olarak Haris’le Farah’ı zikretmiş, eğer kendisiyle konuşabilme imkanım olsaydı neden Meryem’i özel olarak demediğini sormak isterdim. Meryem, sen bu kitaptaki benim kolay kolay unutamayacağım karaktersin. Yaptığın fedakarlık, çektiğim çileler ve daha niceleri. Zaten yazarın 1. Kitabı da bana aynı etkiyi vermişti. Spoi vermeden -ki biz buna tat kaçıran diyoruz- kitapla ilgili birkaç satırımı buraya bırakmak istedim. Son olarak ekiliyorum ki, mutlaka okuyun.