Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Fakat şimdilerde insanlar hiç yalnız kalmıyorlar."
Sayfa 233Kitabı okudu
"Sahip olduğumuz şeyler bize ne kadar aitse, biz de o kadar kendimize aitiz."
Sayfa 230Kitabı okudu
Reklam
Yasamin amacinin mutlulugun surekli kilinmasi degil, bilincin yogunlastirilması ve arinmasi, bilginin derinlestirilmesi oldugunu dusunmeye itebilirdi insanlari.
Fiziksel ve zihinsel olarak her birimiz birici­ğiz. Verimlilik çıkarları uğruna ya da bir politik veya dinsel dog­ma adına insan bireyini standartlaştırmaya soyunan her kültür, insanın biyolojik doğasına karşı bir vahşet işlemektedir.
Normal görünenler daha mı hasta?
Zihinsel rahatsızlığın gerçekten en umutsuz kurbanları, en normal görünenler arasında bulunacaktır. Onların çoğu nor­maldir, çünkü varoluş kipimize o kadar iyi uymuşlar, çünkü ha­yatlarının o kadar erken bir döneminde insancıl sesleri susturulmuştur ki, nevrotikler gibi mücadele etmez, acı çekmez, belirti bile geliştirmezler.
Dr. Erich Fromm
"Bugünkü Batı toplumumuz, maddi, entelektüel ve politik ilerlemesine rağmen, gitgide zihin sağlığından uzaklaşıyor ve bi­reydeki iç güvenliği, mutluluğu, aklı ve sevme kapasitesini bal­talamaya yöneliyor; bireyi, insanlık başarısızlığının bedelini, git­gide artan zihinsel hastalıkla, iş ve sözde hazza yönelik delice bir dürtünün altına gizlenmiş umutsuzlukla ödeyen bir otomata çe­virmeye yöneliyor."
Reklam
Talihsiz olana yardım etmek, besbelli ki iyi bir şey. Ama istenmeyen mu­tasyonların sonuçlarının torunlarımıza toptan geçişi ve türümüzün üyelerinin içinden çıktığı genetik havuzun gittikçe kirleni­şinin kötülüğü daha az bariz değildir. Ahlaksal bir ikilemin iki ucundayız ve orta yolu bulmak bizim tüm zekamızla tüm iyi ni­yetimizi gerektirecektir.
"Bizi doğru yoldan ayırma" diye dua ederiz gayet ye­rinde nedenlerle. Çünkü insanlar çok uzun süre ya da çok baş­tan çıkarıcı biçimde ayartıldıklarında, genellikle pes ederler.
...eğer ekonomik koşullar politik huzursuzluk veya açık isyan doğurursa -ki çok olasıdır-, mer­kezi yönetim kamu düzenini ve kendi otoritesini korumak için müdahale etmek zorunda kalır. Böylece gitgide daha çok güç, yöneticilerin ve onların bürokratik idarecilerinin ellerinde topla­nır.
"Uzay Çağı değil, Aşırı Nüfus Çağı!"
Ay üzerindeki bir yerleşim yeri, belki yerleşimi yapan ulus için askeri bir avantaj olabilir. Fakat, şimdiki nüfusumuzun ikiye katlanacağı elli yıl boyunca, yeryüzünün yetersiz beslenen ve hızla çoğalan milyarlarına ha­yatı daha çekilir kılmakta bir etkisi olmayacaktır.
Reklam
Penisilin, DDT ve temiz su, halk sağlığı üzerindeki etkileri mali­yetleriyle karşılaştırılamayacak kadar ucuz metalardır. En yoksul yönetim bile uyruklarına hatırı sayılır ölçüde ölüm kontrolü sağ­layacak kadar zengindir. Doğum kontrolü çok farklı bir konu­dur.
Mühendisler ve bilimadamları, öğretmenler ve idareciler, iyi çalışma karşılığında yüksek maaş­lar alır ve öylesine alçakgönüllü şekilde vergilendirilirler ki, daha iyisini yapmak ve daha üst düzeyde ödüllendirilmek için sürekli teşvik edilirler. Ancak ideoloji ve politika alanlarında kendileri için çizilen sınırların ötesine geçtiklerinde onları ceza bekler.
İkincisi, halka uygulanacak bu telkin tekniği ile devlet idarecilerine, eldeki herhangi bir bireyi sosyal ve ekonomik hiyerarşide ait olduğu yere atayabilme olanağını sağlayacak, insan farklılıkları üzerine tam gelişmiş bir bilim dalı
Bu devrimi gerçekleştirmek için diğerlerinin yanında aşağıda sayacağım keşif ve buluşlara ihtiyacımız var. Birincisi çocukken şartlandırma ve daha sonra skopolamin gibi ilaçlar yardımıyla sağlanacak ileri bir telkin tekniği .
Kölelik sevgisi, insan zihin ve bedenlerinde derin ve kişisel bir devrimin sonucu olarak oluşturulmadıkça başarılamaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.