İşte tam şuraya oturacağız seninle. Altından ırmaklar akan o uçsuz bucaksız yeşilliklerin üzerine. Konuşamadığımız ne varsa anlatacağız. Bitecek dilimizin ve ruhumuzun kekemeliği de. Sonsuzluğa bırakacağız sözcükleri birer birer kum taneleri gibi. İnsanı başıboş bırakmayan, bir yaprağın düşmesinden haberdar olan, hiç sesleri zayi eder mi?