Alev Yüceboy

Alev Yüceboy
@alevyuceboy
Sıkı Okur
Ben seni, acıyı sevgiye dönüştüren; korkuyu cesarete, çirkini güzele çeviren usta bir simyacı olarak görüyorum. Öyle bir tuttum ki elini, aldanmadığıma öylesine güvendim ki...
Sayfa 79
Reklam
Ve kendi kendime söz veriyorum, seni sevmeyi, dünyanın en güzel şiiri yapacağım. Beraberliğimizden öyle bir şey yaratacağım ki, bunu tanrılar bile kıskanacak.
Sayfa 67
Harfler dönsün, dolaşsın, çözülsün, dağılsın, bir resim gibi anlatsınlar sana diyeceklerimi. Anlam yetişmiyor bana. Bir ömür boyu çalışılmış, hazırlanmış bir mısra gibi derin ve yoğun olmalı sözlerim. Bulamıyorum; sanki aklımın hiç denemediğim, kullanmadığım bir yanıyla düşünüyorum. Günlük yaşayışın kelimeleri, anların yarattığı beyin iş görmüyor sanki. Sen nasıl seramik yapamıyorsan, ben de yazamıyorum Alevci. Masanın başında bir saat oturuyorum da, tek kelime düşmüyor parmaklarımdan. Ama biliyorum, bu müthiş gerilim, bu tarifsiz sevgi biçimlenir bir gün. Öylesine akmaya başlar ki, yazmaya bile yetişemem. "İkinci bir insan gibi yaşıyor içimde seni sevmek saadeti." Nâzım'ın, sana yazdığım mısrasının doğrusu galiba bu.
Sayfa 62

Reader Follow Recommendations

See All
232 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Bir Sır Kaç Kilometre?
Bir Sır Kaç Kilometre?Hanzade Servi
9.1/10 · 16 reads
insan ancak kendine alışır gibi alışabilir bir insana. ben güzelliğimi de, çirkinliğimi de sende görebiliyorum. kendimi koruyorum seninle. ve insanın kişiliğini pekiştiriyor sevmek. sevmek! o büyük kelime.
Sayfa 57
Reklam
eskisinden daha çok sıkıntılı değilim, sevgilim. yalnız bu sıkıntıların ne olduğunu iyice anladım artık. o kadar anladım ki, özne de ben, nesne de ben oluverdim. yani sıkıntının ta kendisiyim. bunu ortadan kaldıracak bir çare bulamadım. bulsaydım -ki tek bir çare vardır bence- sıkıntıyı değil, dünyamı yok etmiş olurdum ancak. belki de, maddesel, yaşamaya ilişkin durumlardan soyutlana soyutlana, metafiziksel bir tablo çizdim kendime. "ne? nasıl? niçin?"ler daha bir çoğaldı böylece. amaçla günlük yaşam arasındaki uyuşmazlık, çelişmeli, sallantılı bir hayat biçimi sundu bana. geçenlerde birisi, "öyleyim, öyleyse varım." diyordu. ben diyemiyorum da. peki ne olacak? işte bu sorunun karşılığıdır benim hayatım. önce bir problem, sonra bu problemin çözülüşünde ortaya çıkan yepyeni problemler. tek bir kurtuluş yolu olsaydı, her şey çok kolaylaşırdı. her neyse, bırakalım bu filozofik ürpertileri de, gönlümüzdeki bir kırda bulduğumuz bir (achillea millefolium) bitkisini düşünelim. çehov'un bozkır hikayesini yeniden okuyalım. siyah orfe'yi bir daha görelim. kapalıçarşı'dan bezler alalım. yüreğimizi kuşatan bir sevginin, çeliğe su verir gibi, bizi nasıl sağlamlaştırdığını anlamaya çalışalım.
Sayfa 52
sevgili Alev, bir gün rüyamda seni Noel ağaçları gibi donatacağım. saçlarına renkli ışıklar, gelin telleri, gümüş toplar asacağım. eski çin tiyatrosu oyuncularına benzeteceğim yüzünü. kokular, eski Mısır yağları süreceğim vücuduna. sonra bir tavan arasında, kullanılmaz ve garip eşyalar arasında, anıların üstünde, bilinmeyenin altında, bir Noel geçireceğiz seninle.
Sayfa 52
biz kendi güzelliklerimizle yaşıyoruz aslında. kolay kolay mutlu olamayışımızın nedeni bu. herkes herkese benzediği oranda tadını çıkardığını sanıyor dünyanın. biz öyle değiliz. övünerek söylüyorum: biz öyle değiliz. "insan en kötü olanla baş başa bırakılmıştır ve bu bir rahatlığa kavuşmak gibidir." demiş Graham Greene de. bazen düşünüyorum da, diyorum ki: hepsi, ama hepsi çok iyi. pekala yaşıyoruz işte; dünyada ve kendimizde.
Sayfa 51
sevgili Pat, tahtadan heykele benzer küçük bir şey yontarken rastladın bana; "benim için bir şey yapsana," dedin. ne istediğini sordum, "bir kutu," dedin. "ne için?" "içine bir şeyler koymak için." "ne gibi şeyler?" "elinde ne varsa," dedin. işte kutun burada. elimde olan neredeyse her şey var içinde, ama boş yer de var. kutuda acı var, heyecan var, iyi duygular, kötü duygular var, kötü düşünceler ve iyi düşünceler var -tasarımın zevki, biraz umutsuzluk ve yaratmanın tarifsiz mutluluğu. hepsinin üstünde de sana beslediğim minnet ve sevgi var. ve hala yer var kutuda.
Reklam
bütün saat kuleleri senin bir duruşunu gösteriyor şimdi ve bütün kiliselerde varoluşun çalıyor çanlar yerine.
Sayfa 45
şiirden başka ilgimi ayakta tutan bir şey yok hemen hemen.
Sayfa 45
sevgili Alev, sana öyle bir mektup yazabilmeliyim ki, kutsal kitap gibi, ne zaman eline alsan, neresinden okursan onu, bir şeyleri aydınlatmalı bu mektup ve senin içtenliğin oranında büyümeli, çoğalmalı, güçlenmeli.. ama yazamıyorum işte. ne İsa gibi duygu peygamberiyim, ne de fikirlerine çok inandığım çağdaş bir düşünür kadar akıllıyım. ben, benim sadece; anlamazlığın, sıkıntının çağdaş bir yüküyüm sanki. tuhaftır, kendi yarattığım bu yükü bile kaldıramıyorum kimi zaman. ve işte o zaman ki, bütün çılgınlıklar beni buluyor; nefretler, anlamsız yalnızlıklar, alkoller...
Sayfa 43
216 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 hours
Çöplük
ÇöplükAndy Mulligan
8.6/10 · 3,107 reads
2,087 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.