176 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 hours
Otomatik Portakal, Alex'in kötü ve iyi arasındaki yolculuğunun hikayesi. Kitapta Alex'in karakteri ve yaşadığı çelişkiler anlatılıyor. Başlarda Alex, berbat bir insan. Çetesiyle birlikte akla hayale sığmayacak kötülükler yapıyor. Yine bir soygun sırasında "kardeşim" dediği insanların ihbarı sonucunda yakalanıp hapse atılıyor. Hapiste geçirdiği iki yılın ardından bir deneyde kobay olarak kullanılmak üzere buradan çıkıyor. Türlü işkenceler sonucunda bir makinenin yazılımını değiştirir gibi onun karakterini değiştirmeye, onu "iyi" bir insan yapmaya çalışıyorlar. Artık kötülük yapmayı bırak, bunu aklından geçirdiğinde bile fenalaşan bir insan oluyor. Burada, hapishane rahibiyle de mesajı verilen şöyle bir soru çıkıyor karşımıza: İnsan iyilik yapmak dışında bir seçeneğe sahip olmadığında yine de iyi bir insan mıdır?
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202192.9k okunma
312 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Lana Farrar çok ünlü bir film yıldızıdır.İlk kocası öldükten sonra oğluyla daha çok vakit geçirebilmek için oyunculuğu bırakır ve Londra’da yaşamaya başlar, tabi bu arada Jason ile ikinci evliliğini yapmıştır. Londra’nın sürekli kapalı ve depresif olan havasından uzaklaşmak için Paskalya tatilinde eski kocasının ona aldığı Yunan adasına gitmeye karar verir.Tabi ki en iyi arkadaşlarını da bu tatile davet etmekten geri kalmaz.Kendisi gibi oyuncu olan arkadaşı Kate Crosby ve oyun yazarı olan Elliot Chase’i. Ancak sırlar ortaya saçılır, herkes üstüne düşen role bürünür ve kan dökülürken, biz okuyucular ise çok katmanlı ve her bir sayfasıyla bizi dumura uğratan bu kurguyla, oldukça son sürat giden bir hız trenindeymişçesine kendimizi son sayfada ve tüm gerçekleri öğrenmiş halde buluruz. Yazarın Sessiz Hasta kitabını okumuş ve sevmiştim.Yitik Kızlar’ı ise okumadım nedense ancak Hiddet çıkınca ve tüm okuyanlar çok beğenince bu sefer yazarın kitabı benden kaçmamalı dedim, iyi ki de öyle demişim.Böyle bir kitaba ihtiyacım varmış resmen, bir gün de bitiriverdim, çok hızlı başladı, çok hızlı bitti, mükemmeldi.
Hiddet
HiddetAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 202425 okunma
Reklam
309 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 5 hours
+298
Başarılı ressam Alicia Berenson, kocası Gabriel onun için endişelenmesin, iyi olduğunu görsün diye bir günlük tutuyordu. Bu çok sevdiği adam, ondan sebep mutsuz olmamalıydı. Alicia Berenson, otuz üç yaşında, kocasını suratına beş kez ateş ederek öldürdü. Sonrasında tek kelime bile konuşmadı. Adli psikoterapist Theo Faber, yıllardır kimsenin
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20233 okunma
309 syf.
10/10 puan verdi
Harika bir psikolojik gerilim kitabı!
Ben kitabı iki günde bitirmiştim. Okuduğum en hızlı kitaplardan biri diyebilirim. Psikolojik gerilim kitabı severler kesinlikle okumalı. Kitabı okurken sonunu tahmin edebiliyorsunuz sanıyorsunuz, ama hayır. Yazar, kitap için değişik bir son düşünmüş ve dolayısıyla olay örgüsünün başını da farklı tutmuş. Bunu kitabın sonuna gelince fark ediyorsunuz ve tam anlamıyla “taşlar yerine oturuyor” oluyor. Ben bu tarz kitaplarda genelde Stephen King’ciyimdir. Fakat ilk defa Stephen King dışında bir yazarın kitabını bu kadar hızlı bitirdim ve gayet başarılı buldum. İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım kitabı okumayı düşünenler için yararlı bir inceleme olmuştur. Hoşçakalın :)
Sessiz Hasta
Sessiz Hasta
Alex Michaelides
Alex Michaelides
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20233 okunma
444 syf.
·
Not rated
“Sen ölürsen bende ölürüm kızıl”
Aslında ben en çok Alex Volkov fanıydım Josh Chen bu sefer tekledi. Okuması rahat bir kitap, sonunda neden beni kimse böyle sevmiyor deseniz bile
Twisted Hate
Twisted Hate
Ana Huang
Ana Huang
Twisted Hate
Twisted HateAna Huang · Pretty ink · 20231,519 okunma
172 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 45 days
Kötü bir insan kendi iradesiyle iyi olabilir mi? Peki ya iradesi alındığında? Kitabın özetini yazmayacağım spoiler olmasın diye. Ludovico Tekniği bana diğer distopik romanlardaki benzer olayları hatırlattı: iradenin elinden alınması. İktidarın toplumdaki bireyleri tek tipleştirme politikası başta hapistekilerde denenerek "topluma geri kazandırma" gibi masum bir sloganın ardına sığınma işi olsa da, esasında halkın tüm kararlarını kabul etmesi gibi bir amaç yatıyor. Yani iktidar bu teknik başarılı olursa halkın da iradesini elinden alabilir ve onları tek tipleştirebilir. Böylelikle istediği her kararı da kabul ettirebilir. Panopticon bakış açısının izlerini burada görebiliyoruz aslında. Alex'in bu tekniği denemesinde papazın karşı çıkması ve diyalogları "irade" hakkında güzel mesajlar veriyor. İrademiz elimizden alınırsa bizden geriye ne kalır? Alex bu tekniğin etkisiyle iyi şeyler yaptığında hakikaten iyi bir insan olacak mı? Yoksa sadece topluma rahatsızlık vermemesi yeterli mi? Bu kitap boyunca tartışılan sorulardan birkaçı, fakat kitabın sonlarında görüyoruz ki insan iradesini kaybedince delirme noktasına geliyor, yaşama isteğini kaybediyor. Bunun bir örneği olarak Alex'in yaşamına son verme istediğini hep beraber okuduk. Tekrar hayata döndüğünde ve Ludovico'nun etkisi kaybolduğunda hapisten önceki haline dönmesi ona yaşam isteği verdi. Benim daha çok dikkatimi çeken nokta bir insanın kendi isteğiyle iyi olması mı önemli, yoksa iradesi alınıp toplumu rahatsız etmemesi yeterli bakış açısı mı önemli tartışmasını mukayese etmek oldu.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992.9k okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.