"Kimse mutluluğun sahibi değildir; bazen şansımız yaver giderse bir kira sözleşmesi yapıp mutluluğun kiracısı oluruz. Kirayı ödemekte çok titiz davranmak gerekir. Yoksa çok çabuk kapı dışarı edilirsin.
Marc levy / Keşke gerçek olsa sayfa 77
İnsanlar suskun da olabiliyor. Kimileri balıklardan da suskun. Eskiden bir yerleri acısa bağırırlardı, ancak zamanla dert çekmeye alıştılar, susuyorlar.
Hotel Savoy Joseph Roth
“BEN BİR KEDİYİM. Henüz bir adım yok. Nerede doğduğumu da bilmiyorum. Hatırladığım tek şey; hayatımda ilk kez bir insan gördüğümde nemli ve karanlık bir yerde miyavlıyor olduğum. Sonradan işittim ki, türünün en gaddar üyelerinden biriymiş bu insan.”
''Oysa hepimiz birer sırça köşkte oturuyoruz, mesele bu. Kanser. Radyasyon kanseri. Gezegen kanseri. İnsanlık gitgide şişerek dev bir kanser tümörü hâline geliyor. Karayolu ağları, demiryolları, gemiler ve uçaklar da kanserin yayılmasını sağlıyor. Ve bu dev tümörlerin altında, asfalt ve parke taşı yolların altında lağım kanalları dolaşıyor dev bir bağırsak sistemi gibi. Kullanılıp atılmış prezervatifler, sidik, hijyenik kadın bezleri, çöp, dışkı ve doğmamış ceninler... Aşağılarda fareler ve bakteriler cirit atarken, yerüstünde güç sahibi adamlar gökdelenlerinde oturmuş, yeni bir dünya savaşına ait masraf ve kâr hesabını yapıyor. Nasıl da sert kabuklu, yapay ve asalak bir hayat yarattık kendimize evrende... Nasıl da gezegenin kesesinden zenginliyor, şişiyor ve kendimizi üstün görür havalara giriyoruz.''
“Emniyet müdürlüğünde, ruhunu tümden yabancılara kaptırmış bir buyurganlık kol geziyordu; milletin savaş konusunda ne kadar gayretkeş olduğunu gözler önüne seren bir buyurganlık. Tümüyle yabancı çıkarlar uğruna kanını dökmek zorunda kalan bir ulusun çocukları olduklarını kabul etmeye hazır birkaç kişiyi saymazsak, emniyet müdürlüğü, zindanları ve darağaçlarını sapkın yasaların varlığını savunmanın tek yolu olarak gören yırtıcı hayvanlar bürokrasisinin en seçkin örnekleriyle doluydu.”
ZÜBEYDE VE OĞLU
Biz bir yayız ki, çocuklarımız attığımız oklardır. Ok yaydan kurtulunca bizim değildir. Bizden durmadan uzaklaşır. Kendi aleminde kendi ufuklarına doğru uçar, gider.