●Fransa İçişleri Bakanlığın'da üst düzey yöneticilik yapmış Alexandre Jévakhoff : Eğer Sevr Antlaşması uygulanabilseydi artık Türk ülkesi, Türk yurdu diye bir şey ortada kalmayacaktı. Kuşkusuz hiçbir Türk ulusçusu bunu kabul edemezdi. Mustafa Kemal köklü bir değişiklik yapmak gerektiğini isabetle gördü. Köklü siyasal geleneklere sinmiş olan imparatorluk düşüncesinin artık geçersiz olduğunu görmek ve gerçek anlamda Türk yurdu olan bir ülke üzerinde emek ve etkinlikleri toplamaya karar vermek büyük yüreklilik gerektiriyordu. Atatürk bunu başardı.
Bu çok tehlikelidir. Çünkü başımızı bir tarafa mı yoksa bir çok tarafa mı vuracağız? Malüm değildir. Koskoca bir orduyu tül (uzun) müddet hareketsiz, elde atıl bir vaziyette bulundurmak da çok müşküldür. Almanların vaziyeti hakkındaki mütalaa-i askeriyeye gelince: ben Almanların bu harpte muzaffer olacaklarına katiyyen emin değilim. Gerçi bir sür'at-i berkiyye ile (şimşek hızıyla) ahen (demir) kalelerini devirip çiğneyerek Paris üzerine doğru yürümektedirler. Fakat Ruslar da Karpatlar'a dayanmışlar ve Almanların müttefikleri bulunan Avusturyalıları tazyik etmektedirler. Buna binaen Almanlar bir kısım kuvvet ifraz ederek [ayırarak] Avusturyalılara yardım etmek mecburiyetinde kalacaklardır. Bu defa Fransızlar kendi karşılarında bulunan Almanların kuvvet ifraz ettiklerini (kuvvet ayırdıklarını) görerek mukabil (karşı) taaruzda bulunacaklar ve Almanları tazyik edeceklerdir. Kendilerinin duçar-ı tazyik olduğunu (sıkıştırıldığını) gören Almanlar, bu defa da Avusturyalılara gönderdikleri kuvvetleri celbetmek (geri getirmek) mecburiyeti karşısında bulunacaklardır ki bu suretle zikzakvari hareket edecek bir ordunun akibeti pek feci ve vahim olacağından, ben bu harbin neticesinden emin olamıyorum.
Reklam
Gelibolu yarımadasının güney ucundaki Seddülbahir'de Mehmet adlı bir çavuş, tüfeği kilitlenince elindeki taşla bir İngiliz denizcisine saldırarak ülke çapında ün kazandı. Mustafa Kemal bu olayın yayınlanmasına yardımcı olarak günümüze dek Türk askerleri için kullanılan "Mehmetçik" adının doğmasını sağladı.
Bu gün de dün gibi, Atatürk Turkiye'nin, en sağlam ve ebedî güç kaynağı, hayat vericisidir; kimse onun ne bu ünvanını ne de Cumhuriyetin yaratıcısı olma sanını tartışamayacaktır.
Sayfa 340 - İnkilap