Ah bu kitap beni çok çok etkileyen bir kitap oldu. Aslında bu kitaba inceleme yazmak çok mümkün değil. Kitapla ilgili Yazılan çizilen o kadar çok inceleme var ki bu Dan Brown un ne kadar usta bir yazar olduğunun göstergesi. Şimdi yazacaklarım bir özet niteliğinde olabilir.
Robert Langdon bir gece uykusundan uyandırılır ve bir cinayet için bilgilerine başvurmak için yüzbaşı Bezu Fache tarafından cinayet yeri olan louvre ye davet edilir. Simge bilimci olan Langdon lauvrenin müdürü Jasques Sauniere nin cesedini incelendiğinde müdürün ölmeden önce yazdığı mesajları ve kendi kanıyla karnına çizmiş olduğu sembolü inceler. Bu sırada diğer bir baş karakter olan Sophia olaya dahil olur ve Langdona yüzbaşıdan gizli şekilde kaçması gerektiğini cinayetin baş suphelisinin olduğunu anlatır. Sophie aynı zamanda öldürülen müze müdürünün torunudur. Aslında yazmış olduğu mesajın ona yazıldığını açıklar ve birlikte mesajlar üzerine bir araştırmaya girerler.
Araştırma sırasında Sophia büyükbabasinin Sion tarikatinin büyük üstadı olduğunu ve bir sırrı kendiyle birlikte dört kişinin sakladığını öğrenir. Bu sır kutsal kasenin yeridir. Ama aynı gün sırrı bile diğer üyeler de öldürülünce büyük babası sırrı koruması için Sophia ve Robert Langdona bu sırrı devretmek ister onlara izler, mesajlar, anahtar bırakır. Bu ikili hem polisten kaçıyor hem de kutsal kase sırrını öğrenmeye çalışıyorlar.
Derken kitap öyle bir hal alıyor ki din, semboller, tarikatlar, kutsal kase, İsa, Magdalalı Meryem, Da vinci ve eserleri gibi bir çok konuda bilgi veriyor. Sanatın tarihin gizemin birleştiği mükemmel bir kitap.