Yaşamda hiçbir ilke yoktur ki, her durumda geçerlik taşısın. Her kural belli bir noktaya kadar gelir ve o nokta da uygulanabilirliğini yitirir ansızın.
Sayfa 205Kitabı okudu
İdeal okul, evdeki dünya ile dış realitenin geniş boyutlu dünyası arasında aracı rolünü oynar; yalnız kuru bilgilerin öğrencilere aktarıldığı bir öğretim kurumu değil, aynı zamanda öğrencilerin yaşam bilgisi ve yaşama sanatı bakımından eğitildiği bir yerdir.
Reklam
Halk arasında “erkek gibi kız”, “erkek Fatma, “oğlan gibi kız”, “erkek gibi kadın” vb.lerle nitelenmektedir. Ne var ki, böyle bir niteleme yanlış bir anlamdan ileri gelir. Bir çok insan, bu gibi kızlarda doğuştan gelen bir etkinin rol oynadığını, belirli bir erkeklik hormonu ya da maddesinin bu kızların erkekçe bir tavır takmalarına yol açtığını sanır. Oysa, bütün uygarlık tarihi, kadınlar üzerinde yapılan baskıya ve kadınların bugün katlanmak zorunda kaldıkları engellemelere hiçbir insanın katlanamayacağını göstermektedir; böyle bir durumda kalan her insan isyan edecektir. Bu isyan şimdi “erkekçe” dediğimiz bir yönde ortaya çıkıyorsa, bunun nedeni, yalnızca mümkün olan iki cinsel rolün bulunmuş olması ile ilgilidir, insan kendini iki modelden birine doğru, ya ideal bir kadına ya da ideal bir erkeğe doğru yönetmek zorunda kalmaktadır.
İnsanlar için en güç şey kendini tanımak ve değiştirmektir.
Tolstoy şöyle yazar: Eğer herhangi bir durumda ne yapacağımı bilmiyorsam, şöyle düşünürüm; ''Yarın ölecek olsam ne yapmam gerekirdi?"
Kendilerine güvenmeyen kimselerin başkalarına da güvenmedikleri çok iyi bilinmektedir. Böyle bir tanının kaçınılmaz sonucu, haset ve cimrilik gibi karakter özelliklerin ortaya çıkmasıdır. Bu gibi şüpheci kimselerin içerisinde bulundukları yalnızlık, genellikle başkalarına zevk vermek ve başkalarının mutluluğunu paylaşmak istemedikleri anlamına gelmekte; böyle bir tavrı dile getirmektedir. Tanımadıkları kimselerin mutluluğu bile onlara neredeyse acı vermektedir. Bu gruptan olan bazı kimseler, kendilerinin bütün insanlardan üstün olduğu duygusunu sürdürebilmek için, kolay kolay yok edilemeyen etkili bir mekanizmaya başvururlar. Her ne pahasına olursa olsun üstün olmak istedikleri için öyle karmaşık bir davranış kalıbı geliştirirler ki, ilk bakışta onların insanlığa adamakıllı düşman oldukları hiçbir zaman akla gelmez.
Reklam
Bir insanın karakteri hakkında hiçbir zaman ahlaki bir yargı verilmez; bir insanın karakteri, onun çevresinde karşı takılmış olduğu tavrın ve içerisinde yaşamış olduğu toplumla olan ilişkisinin bir göstergesidir.
Her zaman kendimizi duygusal olarak aldatmak için güçlü bir eğilime sahibizdir.
“Keşke erkek olarak dünyaya gelseydim!” Sözünü bir çok defa tekrarlamış olduğunu çok iyi hatırlamaktadır. Erkek kardeşinin doğuşu yalnızca kendi pabucunun dama atıldığını ifade etmekte kalmamış, aynı zamanda onu son derece incitmiştir; çünkü kardeşine, bir erkek çocuk olarak, kendisinin hiçbir zaman göremediği kadar iyi davranılmıştır. Bu eksikliği telafi edebilmek çabası içerisinde, her zaman işlerinin altından kalkamıyormuş gibi bir tavır takınmak zorunda kalmıştır.
oysa yaşamda önemli olan haklı ya da haksız sayılmak değil, ilerlemek ve başkalarının ilerlemesine katkıda bulunmaktır.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.