1. BÖLÜM Kendimiz ve Dünya Hakkındaki Görüşümüz Hayatta herkesin kendi gücü ve imkanları hakkında kesin bir fikre sahipmiş, bir aksiyonun başından beri herhangi bir problemin zorluğunu veya kolaylığını biliyormuş, kısacası, davranışı görüşünden meydana geliyormuş gibi hareket ettiğine şüphe yoktur. Duygu organlarımızla oluşları değil de sadece dış dünyanın sübjektif bir hayalini, bir yansımasını belirlediğimiz için bu bizi fazla hayrete düşürmez. Hayatın temel ve önemli oluşu hakkındaki görüşümüz, hayat tarzımıza bağlıdır. Yalnız, haklarındaki görüşümüzde yanıldığımızı bize haber veren olaylarla doğrudan doğruya karşılaştığımız zamanki deneyimimiz yardımıyla görüşümüzün bir kısmında düzeltme yapmayı kabul ederiz. Fakat hayat hakkındaki genel görüşümüzü değiştirmeyiz. Yanıma yaklaşan yılanın gerçekten zehirli olması veya zehirli olduğunu düşünmem benim için aynı sonucu verir. Annesi yanından uzaklaşan şımarık çocuk hırsızlardan korktuğu zaman veya gerçekten eve hırsızlar girdiğinde aynı şekilde hareket eder. Şımarık çocuk, hangi şekilde olursa olsun, hatta, kendisini korkutan düşüncesinde yanıldığını anladığı zamanlarda bile, annesi olmadan yaşayamacağına inanmaya devam eder. Meydan korkusuna olan ve toprağın ayağının altından kaydığı düşüncesini taşıdığı için sokağa çıkmayan insan, normal halinde toprak gerçekten ayaklarının altından kayşa da aynı şekilde hareket eder
Bireysel psikoloji sağlam bir oluş zemini üzerinde kalıyor ve bu oluş ışığında bütün insan çabasında bir tamlık eğilimi buluyor. Hayat hamlesi vücut ve ruh bakımından çözülmüş bir şekilde bu eğilime bağlıdır. Her ruh belirtisi aşağı bir durumdan üstün duruma götüren bir hareket manasını taşımaktadır. Her bireyin hürriyet içinde ve yaradılış
Reklam
Alfred Adler'e göre, hayatın meseleleri karşısında, bir insanın ruhunda meydana gelen çeşitli ifade şekillerine onun "karakteri" diyoruz.
Adalet dediğimiz, insan karakterinin aydınlık yanı diye gördüğümüz şey, ana hatları bakımından toplu yaşamın zorunluluklarına uyulmasıdır yalnızca.
Oyun çocuğun ruhsal gelişimine ayrılmaz biçimde bağlıdır. Adeta mesleki uğraşıdır çocuğun ve gerçekten bu gözle görülmesi gerekir. Dolayısıyla, çocuğu oyun oynarken rahatsız etmek , hiç de bağışlanacak bir davranış değildir.
Sayfa 119Kitabı okudu
"Serap; yorgun kişiyi teşvik eden, kırılan azmini artıran, yolcuyu daha güçlü kılan ya da hislerini keskinleştiren yeni bir durumun temsilidir."
Reklam
"Birisinin zarar verdiği bir insan üzerinde sürekli bir etkiye sahip olması imkansızdır. Bir kişi, bir diğerini en iyi şekilde kendi haklarını teminat altında hissettiğinde etkileyebilir."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.