Küçük Mariem’ i teyzesine bıraktım. Onların çocukları yok, Maire’yi çok sevdiler...”
Sayfa 19Kitabı okudu
Herkesin suratında bir gülümseme vardı.Acaba bu insanların içi nasıldı? Hayat var mıydı?
Kendini yalnız hissedenler inlerdi,iç geçirirdi,uflardı. Bu çok insancıl bir ihtiyaçtı. Yalnızları avuturdu.
Bilir misiniz, baba küçücük bir bitkiyse, oğlunun bir ağaç olmasını ister, kendi taşsa, oğlunun dağ olmasını bekler.
Sayfa 15 - Everest yayınları 13 Agostos 2019Kitabı okudu
Fakirlik artık gözlerinin feri gitmiş, yanakları çökmüş bir hastaydı.Ona binlerce, onbinlerce evde rastlandı.
Sayfa 242Kitabı okudu
İnsanlar sorunlar içinde yaşadıkları süreçlerde hep bir suçlu ararlar. Kendilerine bir kurban bulduklarında ise memnun olurlar, rahatlarlar.
Yiyemedi mi söner, sönmek zorunda kalır.
"Solucanlar ne kadar toprak yerlerse yesin, yediklerini yine arkalarından çıkarırlar, sonra yenisini yemeye başlarlar. Bu hep böyle devam eder. Mideleri bugün tıka basa dolsa ertesi gün yeni baştan açarlar ağızlarını. İnsan da yangın gibidir. Yanarsa yer çevresini, bitirir. Yiyemedi mi söner, sönmek zorunda kalır."
Sayfa 308Kitabı okudu
“ En kötü şey nedir biliyor musun, demişti Paul, düşüncelerimizi çalmaları. Bir zaman gelecek biz hiçbir şey bilemeyeceğiz. Onların şairleri ve bilge adamları var, filozofları ve dinleri var. Bizim ise hiçbir şeyimiz yok. Gücü olmayanın ne parası vardır, ne de yiyecek ekmeği. Yiyecek ekmeği olmayan şairleri ve bilge adamları ödeyemez, filozofları da. Bu nedenle bizim yanımıza sokulmazlar, onlar diğerlerini yeğlerler.”
Sayfa 165Kitabı okudu