Zamanın nasıl geçtiğini unuttuğumuz, aklımızı başımızdan alan, bazen yemek-içmek, uyumak gibi zaruri ihtiyaçları bile unuturan, "Akış Hali" diye tarif ettiğimiz bir an vardır.
Kişi akış halinde zamanın nasıl geçtiğini fark edemez, adeta büyülenir. Her kitap, kısmen bu akış halini yaşattığı için güzeldir. Bu akiş hali bazen bir sayfa iken, bazen bir paragraf veyahut bir cümle olabilir.
Bu kitap, noktası ve virgülü dahil olmak üzere size 310 sayfada mükkemel bir akış hali yaşatıyor. İşlenen konu o kadar hassas ve terminolojik kavramlar gerektiriyor ki; yazar bunu oldukça yalın ve çok akıcı bir şekilde, zaman zaman da mizaha başvurarak mükkemel bir ustalıkla aktarıyor. Kitabı gazete gibi okusanız bile asla bağlamdan uzaklaşmıyor, adeta somatize oluyorsunuz.