"Birbirimize rastlamadan evvelki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş... Ne aradığımızı bilmeden aramak... Şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükunet içindeyim... Dünyada bundan büyük bir saadet olur mu?"
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Madem ki bu âlemde sadece kör bir kuvvet, şuursuz ve idraksiz bir maddeden başka bir varlık yoktur; madem ki hepimiz ruhsuz ve şuursuz bir tesadüfün amansız hükmü altındayız, o halde iyilik ve adalet, ahlâkî güzellik, üstünlük ve asalet hep yalan ve hayaldir.
O halde hayatın gayesi vazife değil, sadece zevk ve eğlencedir. Bu gayeye ulaşmak için ise her vasıta ve yolunu bulan için, her cinayet ve her çeşit rezalet mubahtır. Yaşamak ve keyfetmek için muktedir isen çal, çiğne, ez ve öldür.
Yine o halde, mahrumlar ve sefiller için ümit etmek ve teselli ummak abestir. Kör talihin mağdurları ve acı tesadüflerin mahkûmları için beklenecek iyi bir gün ve ümit edilecek yüksek bir adalet yoktur. O halde ne yapıp etmeli, çalıp çırpmalı, keyfedenler zümresine geçmelidir.
birbirimize rastlamadan evvel ki hayatımız sahiden birbirimizi aramaktan başka bir şey değilmiş. ne aradığımızı bilmeden aramak. şimdi içim rahat, aradığını bulan ve başka bir şey istemeyen biri gibi sükûnet içindeyim.
Az önce Japonyayı öven bir ileti okudum. Şüphesiz onurlarına düşkünler, ki "harakiri" kavramları var. Bizde insanların yüzünü bile kızartmayan hadiseler onlarda intihar nedeni oluyor. Tsunami sonrası yapılan yardımlarda sıra beklemeleri ve ötekinin hakkına saygılı olmaları. Çocuklarının daha el kadarken okulda kendi işlerini yapmaları. Dünya kupası zamanı stadyumda kendi çöplerini toplamaları. Bu halka gerçekten hayranlık duyuyorum. Ama bu kadar idealize etmekte normal mi acaba diye soruyorum kendime. Misal ikinci dünya savaşı sırasında binlerce koreli kadını japon askerlerin cinsel açlığını gidermek için kaçırdılar. Hatta yüzbinleri bulan bu kadınlara "comfort women" adı verildi. Ayrıca dünyanın en büyük, en kirli ve en kanlı çetelerinden biri olan "yakuza" da japonların. Son olarak geçen gün bir belgeselde dehşete düşmeme neden olan, beslenme ve ekonomik bakımdan hiç ihtiyaçları olmadığı halde Taiji, Çiba ve İşinomaki'de balina katliamını yapan da japonlar. Bir halk topyekûn kötü ilan edilemez, edilmemeli de elbette. Peki ama neden topyekûn iyi ilan ediyoruz?
“Ömürlerinin dörtte üçünü denizde geçiren ihtiyarların arasında bile,suların sesini sıkıcı,yeknesak bulan,bu sesten bıkan birine tesadüf edilmemiştir.”