"sen, ben ne zaman sofradan erken kalksam, ne çabuk doydun, diye sorarsın sonra; ben de doydum derim her seferinde sofra duası okurcasına. o doydum'ların birçoğu doydum değildir aslında gökçe gelin, o gün gülümü görememişimdir de öldüm'dür... bazen sürç-ü lisan edip öldüm diyorumdur belki ben ama, sen tutup onu doydum, anlıyorsundur, olamaz mı? bal gibi olur, derim ben; yani gerçek nereye ve nasıl gizlenirse gizlensin arada bir kendiliğinden parlayıp söner..."
Bilirim, ulaşılan her şeyde ulaşılamayan bir başka şeyin yokluğu vardır ve o, onun kadar noksandır da demezsin. Sen inat edip bunları demiyorsun ya, ben de, ona ulaşabilmemin asla mümkünü yoktur gökçe gelin artık hiç tasalanma, demem sana. Bundan böyle o hem vardır bu yer yüzünde hem yoktur da demem üstelik. Öyledir oysa; var hükmünde bir yoktur benim ulaşamayıp da yıllardır hasretini çektiğim, yok hükmünde bir vardır...
Reklam
İnsanların aynı şeylere baka baka artık kör olduklarını düşünürüm bazen de ben gökçe gelin, aralarında yaşayıp gittiğimiz halde bizi bir türlü göremediklerini, görseler bile tanıyamadıklarını ya da ikimizi başka birileri zannettiklerini düşünür de hepimiz için üzülürüm.
Eskilere uzanan kişisel bir notla başlamak istiyorum: Üniversite yıllarından bu yana sinema, akademik/entelektüel uğraşlarımı doğrudan olmasa da dolaylı olarak beslemiştir. Bu dünyada beni en çok etkileyen isimlerden biri Istvan Szabo’dur. Szabo’nun eserleri arasında Mephisto ve Taking Sides (Taraf Tutmak), II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş
İnsanların aynı şeylere baka baka artık kör olduklarını düşünürüm bazen de ben gökçe gelin, aralarında yaşayıp gittiğimiz halde bizi bir türlü göremediklerini, görseler bile tanıyamadıklarını ya da ikimizi başka birileri zannettiklerini düşünür de hepimiz için üzülürüm
Sayfa 44
İnsanların aynı şeylere baka baka artık kör olduklarını düşünürüm bazen de ben gökçe gelin, aralarında yaşayıp gittiğimiz halde bizi bir türlü göremediklerini, görseler bile tanıyamadıklarını ya da ikimizi başka birileri zannettiklerini düşünür de hepimiz için üzülürüm. Yazık derim şu insanlığa, ah ne kadar yazık...
Sayfa 44 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Reklam
144 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.