Ölüyoruz işte... Yavaş yavaş ölüyoruz. Tek başımıza...
Ölüyoruz işte... Yavaş yavaş ölüyoruz. Ama bazı geceler farkında olmuyoruz bunun... Hayata kaptırır gibi oluyoruz kendimizi (Hayata kaptırmak... Ne tuhaf laf!). Kendimizi olduğumuzdan çok daha güçlü zannediyoruz öyle zamanlarda... Oysa durum tam tersi... O kadar zayıfız ki aslında...
Birine gereğinden fazla değer verirseniz eğer, artık sürekli kendinizden verdiğiniz için siz değer kaybetmeye başlarsınız ve onun gözünde ona verdiğiniz değer ölçüsünde değersizleşirsiniz. Soylu ve tutkulu başlayan pek çok yakınlaşmanın, son derece sefilce sonlanmasının en büyük nedeni de işte bu durumdur.
Reklam
40 metrekare odaya sığınmış 8 kişilik aile kadar kalabalıktı kafam.
Bu kadar.. Bütün hikâye bu kadar... Özeti de şu: Allah aşkına bırakın büyük insanlık idealleri vs. zımbırtılarını... Herkes herkesin bir sigara içimi kadar umurunda... Bir sigara içimi üzülüp, bir sigara içimi dertleniyor sonra sigaramızı söndürüp boktan heveslerimizin peşine takılıp yanı başımızdaki insanların trajedilerini süratle unutuyoruz, hepsi bu...
Bir insan başka bir insanı bütün boyutlarıyla asla tanıyamaz. Karşımızdaki insana verdiğimiz değer mukabilinde istediğimiz taraflarımızı gösterir istemediklerimizi de saklarız.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.