*****
Ne yanar kimse mana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse kapum bâd-ı sabâdan gayrı
(Gönlümdeki ateşten başka kimse bana yanmaz. Bahar rüzgârından başka kimse kapımı açmaz.)
*****
*****
Bes kim seni görende gider benden ihtiyâr
Gelmez beyâna mihnet-i işkun şikâyeti
(Seni gördüğüm zaman ihtiyarım elden gittiği için aşk yüzünden çektiğim mihneti sana şikâyet edemiyorum.)
*****
*****
Fâriğ etdi mihrün özge mehlikâlardan meni
Hirz imiş işkun senün sahlar belâlardan meni
(Senin aşkın başka ay yüzlü güzellerden elimi çektirdi.
Senin aşkın beni belâlardan saklayan bir muska imiş.)
*****
*****
Hansı gülzâr içre bir gül açılur hüsnün gibi
Hansı gül bergi leb-i lâl-i dür-efşânunca var
(Hangi gül bahçesinde senin güzelliğinde bir gül açılır.
Hangi gül yaprağı inci saçan lâ'l dudağına benzer.)
*****
*****
Sensiz geceler âh u fegânum meh işitdi
Ey meh sana hem yetdi ola âh u fegânum
(Sensiz geçirdiğim geceler âh ve figanımı ay işitti.
Ey ay yüzlü dilber âh ve feryâdım sana da ulaşmak olacak.)
*****
*****
Za'f-ı tâli' kesdi dünyâdan nasîbin zâhidün
Yohsa öz re'yiyle zâhid terk-i dünyâ etmedi
(Zâhidin dünyadan nasibini kesen tali'sizliğidir. Yoksa zâhid kendi düşünce ve fikri ile dünyayı terketmedi.)
*****
*****
İstegün cân idi hâk-i rehüne tapşurdum
Yetdi ol hod yerine şimdi nedür fermânun
(İstediğin can idi onu yolunun toprağına verdim, bu isteğin yerine geldi. Şimdi ne emrediyorsun?)
*****
*****
Esîr-i derd-i işk u mest-i câm-ı hüsn çok ammâ
Bizüz meşhur olan leylî sana Mecnûn sana derler
(Aşk derdine esir ve güzellik kadehi ile sarhoş olan çok ama meşhur olan biziz. Sana Leylâ, bana Mecnûn derler.)
*****
*****
Bahrler seyr eylesen mutlak ter olmaz dâmenün
Ger hevâ-yı işk ile memlû isen yelken kimi
(Eğer yelken gibi aşk havası ile dolu isen, denizlerde ne kadar dolaşsan eteğin ıslanmaz.)
*****