*****
İstegün cân idi hâk-i rehüne tapşurdum
Yetdi ol hod yerine şimdi nedür fermânun
(İstediğin can idi onu yolunun toprağına verdim, bu isteğin yerine geldi. Şimdi ne emrediyorsun?)
*****
*****
Kilmagil muhkem gönül dünyâya 'akd-i irtibât
Sen bir âvâre misâfirsen bu bir vîrân ribât
(Ey gönül, dünyaya sıkı sıkıya bağlanma.
Sen bir âvâre yolcusun, o da vîrân bir kervansaray.)
*****
*****
Bes kim seni görende gider benden ihtiyâr
Gelmez beyâna mihnet-i işkun şikâyeti
(Seni gördüğüm zaman ihtiyarım elden gittiği için aşk yüzünden çektiğim mihneti sana şikâyet edemiyorum.)
*****
BAYRAM KELİMESİ ÜZERİNE
En eski yazılı kaynaklarımız olan Göktürk ve Uygur metinlerinde “bayram” mefhumunu ifade eden Türkçe bir kelime bu güne kadar tespit edilememiştir. Bayram mefhumunu karşılamak üzere Sanskritçe, Sogdça > Farsça, Arapça gibi dillerden Türkçeye giren kelimeler de Türk dilinin kuralları içerisinde yoğurularak
*****
Fâriğ etdi mihrün özge mehlikâlardan meni
Hirz imiş işkun senün sahlar belâlardan meni
(Senin aşkın başka ay yüzlü güzellerden elimi çektirdi.
Senin aşkın beni belâlardan saklayan bir muska imiş.)
*****
*****
Bahrler seyr eylesen mutlak ter olmaz dâmenün
Ger hevâ-yı işk ile memlû isen yelken kimi
(Eğer yelken gibi aşk havası ile dolu isen, denizlerde ne kadar dolaşsan eteğin ıslanmaz.)
*****
*****
Esîr-i derd-i işk u mest-i câm-ı hüsn çok ammâ
Bizüz meşhur olan leylî sana Mecnûn sana derler
(Aşk derdine esir ve güzellik kadehi ile sarhoş olan çok ama meşhur olan biziz. Sana Leylâ, bana Mecnûn derler.)
*****
*****
Arz-ı ruhsâr et bu gün meh güm olsun gökde gün
Eyle kim encüm olur gün arz-ı ruhsâr eylegec
(Ey ay gibi güzel bugün yüzünü göster, gösterki güneş kaybolsun.
Nasıl ki güneş yüzünü gösterince yıldızlar kaybolur gider.)
*****
*****
Bir binâdur devletün olmuş penâh-ı hâs ü âm
Ol binâ yâ Rab cihân oldukca vîrân olmasun
(Senin devletin, havass ve âvâmın sığındığı bir yerdir.
Yâ Rabbi cihan var oldukça o binâ virân olmasın.)
*****