Hiç bir şey bedelsiz değildir. İrfânın bedeli, amel, ihlâs ve takvâdır. "Allah ancak takvâ sâhiplerinden kabûl eder."
Cennete giriş bile İlâhî rızâ, hâlis tâatledir.
"İşte bu, sizin çalıştığınız ameller sebebiyle mîrasçı kılındığınız cennetdir."
Hadis-i şerîfde "Amelsiz cennet istemek günahlardan bir günahtır." buyurulmuştur.
İrfan; amel, tâat, ibâdet, ahlâk, edeb, riyâzet ve mücâ- hedeyle başlar. Hakk Teâlâ'nın lütuf ve ikrâmıdır. İlâhî bir hîbedir, vergidir. İrfânın başlangıcı kesbî, çalışmakladır. Diğer ucu vehbîdir, Allah Teâlâ vergisidir.
İrfan, Allah Teâlâ'nın bahr-i ummânıdır, kudret denizidir. Ne mürekkebi biter ne de bir nihâyeti olur.
"Bu aşk bir bahr-i ummândır,
Buna hadd-i kenâr olmaz.
Delîlim sırr-ı Kur'ân'dır.
Bunu bilende âr olmaz."
İrfan ehlinin ilmine, kaynağı Rabbimizin kudret der- yası olana, Mevlâ-yı Müteâlimiz Kitâb-ı Kerîm'inde şöyle İşaret buyurur:
"Şâyet yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah'ın sözleri (yazmakla) tükenmez. Şüphe yok ki Allah mutlak gâlip ve hikmet sahibidir."
Lokman 31/27.