Bir Orhan Kemal klasiği olan "Bereketli Topraklar Üzerinde" romanı toplumsal yaşamı, gurbetin zorluklarını ve insan ilişkilerini çok muteber bir lisanla göz önüne sürüyor. İflahsızın Yusuf, Pehlivan Ali ve Köse Hasan'dan oluşan bu üç arkadaş kendi menfaatleri uğruna hiç bilmedikleri bir memleket olan Adana Çayırova'nın bereketli toprakları üzerine uzun bir yolculuğa çıkıyorlar..
Hayatın ne denli zor olduğunu, hiç bir şeyin gözüktüğü kadar basit olmadığını ve "Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini" bizlere her satırda hatırlatıyor bu kıymetli eser. Köse Hasan'ın kızına alacağı bir toka ve tarak uğruna kendini sulak çırçırda helak etmesi, Pehlivan Ali'nin bir bir tutam para için bir hayatı hiçe sayması, Yusuf'un bir gaz ocağı uğruna geçen zamanın içinde kaybolması.
Bunlar çaresizliğin küçük örnekleri.. Bir bayat ekmek parçası uğruna günlerini harcayan ırgatlar, onlardan haraç kesen, onları aşağılayan ırgatbaşları. Çaresizlik..
Hemşeri olmanın bir yana olduğu, işler menfaat olunca herkesin bambaşka olduğu, altta kalanın ezildiği, yukarıda olanın fort attığı bir insanlık..
Bir hiç uğruna harcanmış hayatlar, zorluklar, kederli yaşamlar..
Kepaze hayatlar..
Okunmalı, okutulmalı..
Şüphesiz ki bu eserden nice dersler alınmalı..