Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ZORLA OLMUYOR!..
Ali Yakup Bey eczacı ile macerasını bize sık sık anlatır ve şunları eklerdi: - "Ondan sonra eczacı ile pek çok konuştuk. Beni güzel güzel dinlerdi, "Şıh Ali, filozof" derdi; ama, "Yâhu anladım ki, sizin peygamberiniz insanlığın Peygamberi imiş." deyip de imâna gelemezdi. Anladım ki, hidayet Allah'ın elindedir; zorla olmuyor...
Sayfa 301 - 298 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Ali Yakup Bey-, Hidayet Allah'tan, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ALİ YAKUP BEY'İN ECZACININ SUÂLİNE VERDİĞİ MUHTEŞEM CEVAP...
Ali Yakup Bey'in, Ezher Usûlüddin Fakültesi, kaldığımız yere biraz uzaktı. Bir gün yolda yürürken bir eczaneden ilaç almış, eczane sahibi güler yüzlü bir Hristiyanmış; Mısır'da Hristiyanlar "kopt" kavminden oldukları için "kıptî" derler. "Akbât" Kıptî Hrıstiyan halk demektir. [...] Ali Yakup Bey ile eczacı bey sohbet ederlerken eczacı şöyle bir suâl sorar: - "Bak bizim Peygamberimiz İsa Aleyhisselâm, ömür boyu evlenmedi, Fakat sizin Peygamberiniz dayanamadı evlendi. Bu farka ne dersin? - "Bu tabiî bir şey yâhu!" - "Yâhu üstad Ali, biri ömür boyu evlenmiyor, diğeri kaç defa evleniyor, nasıl tabiî olur?" - "Yâhu sizin peygamber, annesinin oğlu, ibnü'l mer'e, kadının oğlu, babası yok, İlâhî bir nefes... Onda erkeklik dişilik aranmaz ki... Bizim Peygamber recul ibni'r recul, er oğlu er, erkek oğlu erkek... Sizin Peygamberiniz aile hayatı, nasıl baba idi, nasıl koca idi, nasıl aile yetiştirdi, nasıl, nasıl?.. Buraları ondan sorulmaz, araştırılmaz. O ilâhî bir mucize. Ruhtan bahsedilemediği gibi, onunda mahiyetinden bahsedemeyiz. Kur'ân'ı Kerim, Hazret-i İsa için İlâhî bir kelime diyor. Allah, ol dedi, oluverdi..."
Sayfa 297 - 298 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Ali Yakup Bey-, Hristiyan Bir Eczacı, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
CENABET GÜÇ, BAYAR ve 5816...
Bayar, o kanunun (5816) görüşüldüğü günlerde, üç kere Meclise gelmiş; parti gurubunda (Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı sıfatıyla) konuşmuş ve dördüncü oylama için, çok hiddetli ve ağır bir lisân ile şunları söylemişti: "Eğer bu kanun, bugün de çıkmazsa, ben eşkıya olarak dağlara çıkacağım, komiteci olacağım, bu partini aleyhine isyan edeceğim... " Bayar'ın bu konuşması üzerine merhum Menderes şöyle demiş: "Bu iş galiba çok büyüyecek; bunu körükleyenler körüklüyor. Matbuat denen cenabet güç, galiba beni hayatımdan edecek..."
Sayfa 283 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Mustafa Runyun Bey-, Celal Bayar'ın Rolü, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
DEMOKRAT PARTİ ve 5816....
Mustafa Runyun: (Demokrat parti Konya Milletvekili, 1960 darbesinden sonra Yassıada'da) Arkadaşlarla oturmuş konuşuyorduk: - "Yâhu bizi Atatürk düşmanlığıyla itham ediyorlar. Atatürk'ü koruma kanunu'nu çıkaran biz değil miyiz? Biz nasıl düşman sayılırız; nasıl böyle bir gerekçe ile muhakeme olunuruz?" Bunun üzerine dayanamayıp şunları söyledim: - "Yâhu arkadaşlar, işte bizim başımıza gelenler zaten o yüzden geldi ya! Hâlâ neden oldu diye konuşuyoruz... Eğer, bir de Allah'a ve Resûlullah'a dil uzatılmasını, dine, mukaddesata sövülmesini yasaklayan bir kanun çıkarabilseydik, bunlar başımıza gelmezdi... İlâhî adalet tecelli ediyor. Biz daha büyük cezalara müstehakız..."
Sayfa 282 - 2.Kısım, (Kahire, Ezher'de Okuduğum Yıllar), -Mustafa Runyun Bey-, Mustafa Runyun Hapiste, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
HAC ve UMRE YASAKLANMIŞTI...
- "(...) Peder o sırada elli yaşını geçmişti. Hicaz'a ilk defa geliyordu. Çünkü o yıllarda hac ve umre, Müslüman Türk'e devlet eliyle yasaklanmıştı... Hac unutturulmuş, Türk'ün hacca ve umreye gidebilmesi hayâl olmuştu. Türkiye'den hacca tâ 1947 yılına kadar resmen izin ve pasaport alarak hiç kimse gidememiştir. Türkler, İslâm dünyasından her şeyleri ile koparılmıştır... (devamı yorumda)
Sayfa 249 - 250 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Hicret-, Babamın Göz Yaşları, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Gandi hain miydi, kahraman mıydı?
Kimdi bu Gandi? Cidden Hintlileri, İngiliz'in elinden o mu kurtarmıştı? Gerçek adı Mohandas Karamçand olan Gandi, 1869'da İngiliz işgalindeki ve Müslümanların yüzde 60-65 gibi büyük çoğunluğunu oluşturduğu ve yaklaşık bin yıldır Müslüman Türklerin idaresindeki Hindistan'da doğar. 1888'de İngiltere'ye gider ve birlikte
Reklam
ÂLİMLERİN TAVRI ve MEHMED VEHBİ EFENDİ...
Cumhuriyetin ilk yıllarında (Hükûmetin dinsizliği karşısında) âlimlerin aldıkları iki çeşit tavrı, dedem, amcam ve babam ile Mehmed Vehbi Efend'ye benzeyenlerin davranışlarında görebiliriz. Vehbi efendi gibiler, evlerinden çıkmaz, vaaz, sohbet ve irşadla meşgul olmak şöyle dursun, "Aman hükûmet darılmasın!" diye konuşmaz; din aleyhtarı hareketleri, "İstemeden yapıyorlar." diye tevil edip, mazur göstermeye çalışırlardı...
Sayfa 179 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
KONYALI MEHMED VEHBİ EFENDİ'NİN ŞAKŞAKÇILIĞI!..
Amcam merhum, bir gün sofrada, celâllenerek şöyle demişti: - "(...) Şimdi Bakıyorum da dün: Belki niyetleri iyidir, işin nereye varacağını bilmeden bu dinsizliği yapıyorlardır, hatâlarını anlayınca düzeltirler" diye mazur görülüp müsamaha ile bazı kimselere bakılıyor idi. Ama bugün bütün maskeler düşmüştür. Bunu gören Bediüzzaman gibi bazı zatlar, vazife kabul etmeyip, âlet olmayı reddederek çekilmişlerdir. Sen (Mehmed Vehbi Efendi), böyle yapma, milleti uyandırmaya çalışma, yapanları da ayıpla, tenkid et suçla... Bir de kalkıp, mazlum insanlara, "Vatanda yatacak yer bulamadılar..." diye dil uzat... İşte bu olamaz!..
Sayfa 178 - 179 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Âlimlerden İki Tavır, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
ASİL AZMAZ!..
Mehmet Âkif merhum da: "Asil azmaz!" dermiş ve bu sözü diline pelesenk etmiş. hakikaten öyledir. İyi bir aile ve muhit içinde yetişen, terbiye olan çocuklardan pek az kötü insan çıkar. Eskiden herkes, asırlar boyu aile lâkapları ile anılırdı. Soyadı kanunu çıktığında, ne yazık ki, bu gibi tarihî isimlerin alınması yasak edildi. Mânâsız kelimeler isimlerin sonuna eklendi. Herkese soyunu sopunu unutturdular.
Sayfa 104 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Herkes Ecdadını Bilmeli, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
KONYA'NIN YOLARI BATAKLIK...
Müslümanlara baskı yapan, ezana, minareye, camiye, her türlü din tedrisatına şiddetle düşman olan hükûmet, halkın dünyası ile de alâkadar değildi. Millet aç, perişan, parasızdı. Alınan mahsûlü, değil pazara götürmek, eve, ambara, kilere getirmek bile meseleydi. Yollar o kadar bozuktu. Köy yolları bütün topraktı. Az bir yağmurda, çamurdan geçilmez olurdu
Sayfa 81 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Babam Hacıveyiszâde İbrahim Efendi-, Konya'nın Yolları Bataklık!, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.