1982'de Nobel Edebiyat Ödülü alan yazar Gabriel Garcia Marquez, çocukluğunu geçirdiği kasabada yıllar önce yaşanmış bir cinayet olayını kendi eşsiz anlatımıyla aktarmıştır.
Bildiğimiz cinayet romanlarından biraz daha farklı bir kitap aslında.
"Santiago Nasar, onu öldürecekler gün.... " diye başlar kitap.
Bir cinayetin olacağı en başından belli...
Katilin kimler olduğu da en başından belli...
Tüm kasaba halkı da Santiago Nasar'ı öldürüleceğini biliyor.
Bir cinayetin olacağı en başından belli olmasına rağmen kimse bunu durdurmuyor.
Peki cinayetin işleneceği saat, yer her şey belliyken neden kimse engel olmadı
Namus cinayeti adı altında kimsenin sesini çıkarmadığını, Santiago Nasar'ın adım adım ölüme gidişine şahit olmak okuyucu son derece etkiliyor.
Eser, toplumun namusa karşı bakış açısının çarpıcı bir özeti olduğu gibi halkın tepkisizliğini de gözler önüne sermiş.
Kitabın sonunu başında anlatmasına rağmen okurken beni nelerin beklediğini merak ederek ve kitaba giren her karakterin acaba birşey yapacak mı diye umut ederek okudum.
Sonuna kadar sürükleyici olan ve okuru etkisi altında bırakan bu kitabı herkesin okumasını tavsiye ediyorum.
ASİL TEKLİF
Herkese Merhabalar...
Bu akşam sizlere dün başladığım ve bugün biten bir kitap ile geldim.
Yazarın kalemini seviyorum.
Hem okurken akıcı hem romantik hem de hızlı okunuyor daha ne olsun ki...
Böyle ağır giden kitaplar arasında bu tarz kitaplara yer verip okuma motivasyonumu da arttırmış oluyorum.
Bir nevi kendime ödül misali...
Bir
116 syf.
·
Not rated
·
Liked
Öncelikle herkese merhaba şuan herkesi ağlatan ve fazla övgü alan kitabı eleştirmek istiyorum. Spoiler içermiyor endişe etmeden yorumu okuyabilirsiniz .
Tamam kitabın belki de felsefi bir yanı olabilir (bunu da ancak okuyucu isterse yani sırf bunun için kitabı irdelerse kendine bir felsefe malzemesi bulabilir "bence")
Kitabı alıp okumadan o kadar çok yorum gördüm, duydum ki en son dedim ki tamam alıp okuyayım o herkesi ağlatan kitabı
Her sayfası da tahmin edildiği gibi değilmiş ...
Hayır arkadaşlar abartıldı !
Yani benim gibi büyük bir hevesle almayın söylenenlerin büyük bir çoğunluğu boş abartıdan ibaret .
Tabi ki her yazara duyduğum gibi bu kitabın yazarına da emeğine de saygı duyuyorum.
ÖZETLE
kitapta öyle gözyaşlarınızı tutamayıp ağlamanıza neden olacak bir şey yok (hatta eğer robot değilsem hiç bir şey yoktu)
Kitabın sonunu elbette kitabın başından tahmin etmeniz zor ama son sayfalarda ne olacağını anlıyorsunuz .
Bence kitap 10 üzerinden 4
Size keyifli okumalar dilerim
Efsanevi Dune serisinin son kitabını da nihayet bitirme şerefine eriştim. Seriyi övgü dolu bir incelemeyle noktalamak isterdim ama ne yazık ki okurken en zorlandığım kitap Rahibeler Meclisi oldu. Kitabın aşırı yavaş ilerleyen temposu ve benim de yanlış zamanda başlamış olmam hem beni hem de kitabı süründürdü.
Rahibeler Meclisi’ni tek başına
UÇSUZ-BUCAKSIZ OK YANUSTA DÖRT KİŞİ ÜZERİNE
Cengiz Ayımatov'un son uzun öyküsünde neler anlatılıyor?
İlk bakışta çalışma ve yaşam deneylerinin kuşaktan kuşağa aktarılışı anlatılır. İçinde Nivih oymağından üçü büyük, biri çocuk dört kişinin bulunduğu bir kayık, yetişme çağı gelmiş bulunan on bir on iki yaşlarındaki bu oğlan çocuğunun denize alışması ve zor bir meslek olan fok
Dikkat spoiler içerebilir! Herkese merhaba. Uzuun zaman sonra yeni bir inceleme ile karşınızdayım. Kitap okusam da inceleme yazmaya maalesef fırsatım olmuyor.
Bu kitaba başlamadan önce çok büyük beklentilerim vardı fakat okumaya başladığım andan itibaren biraz hayal kırıklığına uğradım. Bu hayal kırıklığım, kitabın başından itibaren
