Batı Uygarlığının temel taşlarından olan 'doğum günü' töreni, bu insancıl adet bizde de yerleşsin diye, ileri görüşlü bir devlet büyüğümüzün sekiz yaşındaki oğlunun doğum gününde, üzerinde sekiz adet mum yanan kremalı ve çilekli bir pasta yaptırıp, çocuğun arkadaşlarını, piyano tıngırdatan Levanten bir kokonayı ve gazetecileri çağırıp düzenlediği iyi niyetli 'doğum günü partisi'ni, Celâl'in köşe yazısında, acımasız ve anlayışsız bir alaycılıkla yerin dibine batırmasının nedeni, sanıldığı gibi, ideolojik, politik ya da estetik değil, Celâl'in hayatında hiçbir zaman böyle bir baba sevgisini, hatta herhangi bir sevgiyi görmediğini acıyla farketmesiydi. Şimdi, hiçbir köşede bulunamaması, bıraktığı adreslerin ve telefon numaralarının yanlış ya da uydurma çıkması, sevgilerine karşılık veremediği yakın akrabalarına, uzak akrabalarına -bütün insanlara- duyduğu tuhaf ve anlaşılmaz bir nefret yüzündendi.